"kolaylaştırıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يسهل
        
    • السهل
        
    • سهولة
        
    • سهلا
        
    • يسهّل
        
    • تسهل
        
    • تجعل
        
    • أسهل
        
    • الأمر سهلاً
        
    • الاسهل
        
    • يُسهّل
        
    • سيُسهل
        
    Bu işleri daha da kolaylaştırıyor Prenses. Sana güvenmekle sanırım, büyük hata yaptım. Open Subtitles هذا يسهل الأمور يا أميرة كلما فكرت أثق بك, كان هذا خطأ كبير
    bunu nasıl bilebilirsiniz? İkincisi, bilgi asimetrisi ve maaş gizliliği, piyasada hâlihazırda var olan ayrımcılığın göz ardı edilmesini kolaylaştırıyor. TED فبالتالي، التباين في المعلومات وسرية الأجور، يجعلُ من السهل تجاهل التمييز الذي هو في الحقيقة موجود في السوق اليوم.
    Günümüzde bu tür makineler Sahel bölgesi genelinde üreticilerin hayatını kolaylaştırıyor. TED اليوم، مثل هذه الآلات تجعل الحياة أكثر سهولة للمنتجين حول منطقة الساحل بأكملها.
    Senin yiyip içmeni istiyorlar ve küller de bunu kolaylaştırıyor. Open Subtitles ,إنهم يريدونك أن تأكل وتشرب الرماد يجعل هذا سهلا
    Ayrıca o bölgelerdeki türler, büyük, çeşitli, ve genelde grup ya da küme olarak yaşıyorlar bu da onları toplamayı kolaylaştırıyor. TED والأنواع في هذه المناطق كبيرة جداً ومتنوعة وتميل إلى التجمع في مجموعات أو أسراب مما يسهّل صيدها.
    Elimizde pilotun ifadesi var ki bu da işimizi hayli kolaylaştırıyor. Open Subtitles ما لدينا هي أقوال الطيار التي تسهل عملنا
    Elektrikli araçlar, araç ve elektrik problemlerinin çözümünü ayrı ayrı ele almaya göre birlikte yaparak kolaylaştırıyor. TED لذا فإن السيارات الكهربائية تجعل مشاكل السيارات والكهرباء أيسر للحل وهي مجتمعة أكثر من حلّها بشكل منفصل.
    Ona bir daha eski halinle kavuşamayacağımı biliyorum. Bu, işimi kolaylaştırıyor. Open Subtitles أعرف أنني لن أستطيع إرجاعه كما كان هذا فقط يسهل الأمور
    Ama tam yukarı bakamıyorlar. Bu da kuşların onlara saldırmasını kolaylaştırıyor. Open Subtitles ولكنّ رؤيتهم ليست واضحة ممّا يسهل على الطيور عملية الهجوم عليها
    Televizyonda olmak diğer şeyleri de kolaylaştırıyor. Open Subtitles كما أن ظهورك بالتلفاز يسهل عليك الأمور الأخرى
    Dağılımı zararsız doktor ama onun sıradışı şekli bulmayı oldukça kolaylaştırıyor sevgiline bir izleme aleti mi verdin Open Subtitles الإنبعاثات غير مؤذية، يادكتور ولكنها إشارة فريدة تجعل من السهل جداً التعرف عليها أهديت صديقتك الحميمة جهاز تتبع ؟
    Bu oraya bir koloni kurmayı çok kolaylaştırıyor. TED مما يجعل من السهل بناء مستعمرة هناك
    Onlardan nefret etmek senin için işleri kolaylaştırıyor. Open Subtitles من السهل لك ان تمتلئ حقدا عليهم
    Sadece daha da kolaylaştırıyor. Yapmam gerekeni biliyorum. Open Subtitles إنه فقط يجعله أكثر سهولة أعرف ما يجب أن أفعله
    Böyle konuşmak çok güzel. Durumu daha kolaylaştırıyor. Open Subtitles من اللطيف قص القصص ، يجعل الأمور أكثر سهولة
    Balıklar safları sıklaştırdıkça sürü stratejileri artık avcıların işini kolaylaştırıyor. Open Subtitles بينما تصبح الأسماك أكثر التصاقاً، إستراتيجية السرب تجعلُ الأمر الآن أكثر سهولة بالنسبة للصيّادين.
    Neyse ki süreç eti yumuşatıyor ve ayrılmasını kolaylaştırıyor. Open Subtitles لحسن الحظ، تجعل العملية اللحم ليّناً وفصله سهلا.
    Benim bakış açıma göre, bir yere dair aidiyet duygusunu kaybetmek ve bu hissi başkalarıyla paylaşamamak o bölgenin tahribatını kolaylaştırıyor. TED من وجهة نظري، فقدان الشعور بالانتماء إلى مكان ما والشعور بتقاسم هذا المكان مع شخص آخر جعل تدمير المدينة أمراً سهلا و يسيراً.
    Birbirlerini öldürmeleri işinizi kolaylaştırıyor. Open Subtitles ما داموا يقتلون بعضهم البعض فذلك يسهّل الأمور عليكم.
    Yüksek dozlularla baş etmeni kolaylaştırıyor. Ayrıca acıyı da azaltıyor. Open Subtitles يسهّل الأمر للإقلاع عن أقوى المخدرات كما أنه يخفف من حدة الألم
    Şu anda HCG hormonu, estrojen ve projesteron üretimini kolaylaştırıyor. Open Subtitles الآن.. الغدد المشيمية التناسلية تسهل افراز الاستروجين و البورجسترون
    Ve bu kelimeyi duymamızla birlikte, bu ilişkilendirmeleri ve çağrışımları kelimeye yapıştırıyoruz. Bu çağrışımlar kelimeyi sonradan hatırlamamızı kolaylaştırıyor. TED وعندما نسمع هذه الكلمة نبدأ بتثبيتها بالصنارات المرتبطة هذه والتي تجعل صيدها للخارج أسهل في وقت لاحق
    Onları bu küçük tüpler içinde satıyorlar, bu da onları fırlatmayı çok kolaylaştırıyor. Open Subtitles يأتون في هذه الأنابيب الصغيرة, التي تجعلها تنطلق بشكل أسهل. وصولاً إلى الـ..
    Bu bizim hangisinin etkili olduğunu anlamamızı kolaylaştırıyor. Ve kimin kolay etkilendiğini. Open Subtitles ذلك يجعل الأمر سهلاً في معرفة من الأكثر تأثيراً ومن الأسهل تأثيراً.
    Bu şeylerden her birini yapmak, bir sonrakini yapmayı kolaylaştırıyor. Open Subtitles في كل مرة أقوم به واحد من تلك الأشياء، يجعل من الاسهل ل تفعل ذلك في المرة القادمة.
    Ama her beslendiğinde kan onları geçmişte bırakmanı daha kolaylaştırıyor. Open Subtitles لكن في كلّ مرّة تتغذى، فالدماء يُسهّل عليكَ النسيان.
    Bu, işleri epey kolaylaştırıyor. Open Subtitles هذا سيُسهل الآمر ..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more