"koleksiyoncu" - Translation from Turkish to Arabic

    • جامع
        
    • الجامع
        
    • مُجمّعة
        
    • جامعاً
        
    • الجامعين
        
    • هاوياً
        
    • هواة جمع
        
    • مُجمّع
        
    • كجامع
        
    • تحف
        
    Portrenizden o kadar etkilendim ki koleksiyoncu olmaya karar verdim. Open Subtitles لقد تأثرت كثيرا بلوحتك و قررت أن أكون جامع لوحات
    Hiçbir koleksiyoncu ahşaba 80 bin jenny vermez. Asıl ilgilendiğin şey yontunun içindekiler! Open Subtitles لا جامع تحف يدفع 80 ألف فيه، بعكسكَ، إذّ أنّكَ مهتم بمحتوى التمثال.
    Teyzem, Amerikalı bir koleksiyoncu için çok değerli bir minyatür takımı buldu. Open Subtitles عمتي حصلت على مجموعة من المنمنمات لصالح جامع أمريكي، إنه هنا الآن في رحلة للشراء
    Gerçek koleksiyoncu her yere gider. Open Subtitles الجامع الحقيقي يذهب لأي مكان ليحصل على ما يريد
    koleksiyoncu kahvaltıyı iptal edince elimde onca simitle kalakaldım. Open Subtitles لذلك عندما ألغى الجامع هذا، لقد علقت مع كل هذا الخبز.
    İğrenç bir koleksiyoncu işte. Open Subtitles نعم، لكنّها مُجمّعة رديئة.
    "Polis bu işin özel bir koleksiyoncu tarafından yapılmış olabileceğini düşünüyor" Open Subtitles أشارت مصادر الشرطة أن عملية القتل تمت بتكليف من جامع فرو من أجل مجموعته الخاصة
    Kısa bir süredir onunla çalışıyorum. Tuhaf işler. O bir koleksiyoncu. Open Subtitles أنا كنت أعمل من أجله في أخر فترة أعمال صغيرة , هو جامع
    koleksiyoncu put için milyonlarca dolar vermeye hazır. Open Subtitles إنّ المعبودَ يساوي الملايينُ إلى اليمين جامع.
    Bak, madeni paralar hakkında biraz bilgim vardır, ve bu bebek bir koleksiyoncu için bir anlam ifade ediyor. Open Subtitles أنظري، أنا أَعْرفُ قليلاً حول العملات المعدنية وهذا الطفل الرضيع يساوي شيءً إلى جامع
    Bir koleksiyoncu olduğunu ve satın almak için orada bulunduğunu söyleyerek mal sahibinin dikkatini dağıtacaksın. Open Subtitles تقوم بإلهاء البائعة بأن تخبرها أنك جامع تحف وأنك هنا لتقوم بعملية شراء
    Yazık sizin gibi bir koleksiyoncu beni anlayamıyor. Open Subtitles حرامٌ ألا يتمكن جامع انتيكات مثلك من فهمى
    Çekim için bize ödünç verecek bir özel koleksiyoncu buldum. Open Subtitles لقد عثرت على جامع خاص وسوف يقرضنا هذا الفستان لجلسة تصوير واحدة
    koleksiyoncu olmadığınızı söylemiştiniz. Open Subtitles ظننت أني سمعتك تقول أنك لست جامع مستحثات؟
    Ben de internette dolanmaya başladım ve adamın biriyle temasa geçtim. Kendisi bir koleksiyoncu. Open Subtitles لذا، بدأت أبحث في الإنترنت، وأتصلت مع ذلك الرجل، الجامع.
    koleksiyoncu hepimize oyun oynadı. Ona güvendiğime inanamıyorum. Open Subtitles الجامع تلاعب بنا تماماً لا أصدق أنني إنخدعت
    koleksiyoncu Jonathan Safran Foer ile karşılaşmadan önce. Open Subtitles "وقبل أن ألتقيّ الجامع" "(جوناثان سافران فوير)"
    "koleksiyoncu. " Open Subtitles إنّها مُجمّعة.
    Japon bir koleksiyoncu tanıyorum, gözü kapalı alır bunu. Open Subtitles انا اعرف جامعاً يابانين , سيشتريها كرغبته في شراء علمِ الغيب
    Fransa'da adı kötüye çıkmış birkaç koleksiyoncu tanıyorum. Open Subtitles هناك العديد من الجامعين الغير شرعين فى فرنساء
    Evet, sörf yapan bir koleksiyoncu. Open Subtitles نعم, هاوياً للإقتناءِ والذي بإمكانه ركوبَ الأمواج
    Aradığımız şey kapalı zarf usulü teklif verecek bir kaç koleksiyoncu. Open Subtitles كل ما نطلبه , هواة جمع مُختارين ليكونوا ضمن مزايدات مغلقة
    Profesyonel bir koleksiyoncu olsa seni şu an öldürmüştü. Open Subtitles مُجمّع تحف محترف كان سيقتلك.
    Feitsui yeşimi, ki bir koleksiyoncu olarak özel ilgi duyarım, aşırı derecede değerlidir. Open Subtitles وانا كجامع للتحف, مهتم بوجه خاص بهذه الجوهرة ال فيتسوى ذات القيمة العالية جدا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more