"kollarında" - Translation from Turkish to Arabic

• بين ذراعيك
• بين ذراعي
• ذراعيه
• أحضان
• ذراعيها
• بين يدي
• بين ذراعيّ
• حضن
• أذرع
• بذراعيك
• ذراع
• بين يديك
• ذراعه
• ذراعها
• ذراعى

Ve sonra bir gün gözlerimi kapatmak ve... kollarında ölmek istiyordum.
ثم يوم واحد أريد لإغلاق عيني و.. يموت سلميا بين ذراعيك.

kollarında bağırdığımı duyarsan... endişelenme, bazen kendimi kaybediyorum.
إن سمعتني أصرخ بين ذراعيك فلا تقلق أحياناً أتمادى كثيراً

Doğru. 25 yaşındaki bir kızın kollarında ölmenin tıbbi tanımı.
مصطلح طبي للموت بين ذراعي نادلة عمرها 25 سنة مسكين

Eşiniz olan bu ıstırapla, her gece ona kıvrıldığınız, kollarında uykuya daldığınız şey.
الحزن الذي هو زوجك. إنه هو الذي تلتفِ كل ليلة لتغفِ بين ذراعيه

Ben sana tamamıyla sadıktım ama başkalarının kollarında huzur aramandan dolayı seni suçlamıyorum.
كنت مخلصة تماماً ولكن أنا لا ألومك للبحث عن الراحة في أحضان الآخرين

Cansız bir kadın kollarında bir deri bir kemik kalmış çocuğuyla yerde yatıyordu. Ve sadece aciz bir şekilde annesinin yüzüne bakıyordu
رأيت إمرأة لا حياة فيها، مستلقية على الأرض وطفل هزيل بين ذراعيها يحدق بعجز إلى وجه أمه

Galois yerel bir hastanye götürüldü. Bir gün sonra abisinin kollarında öldü.
حمل ڴالوا إلى الطبيب المحلي حيث توفي بين يدي أخيه في اليوم التالي

Tuvaletinde ölmedim' kollarında öleceğimi sanma.
انا لم اموت في مرحاضك ولن اموت بين ذراعيك

Onu kollarında gördüm. Sana güvendim, sen ihanet ettin.
لقد رأيتها بين ذراعيك ، وثقت بك و أحببتك و أنت خنتنى

Onu kollarında gördüm. Sana güvendim, sen ihanet ettin.
لقد رأيتها بين ذراعيك لقد وثقت بك و أنت خنتنى

Kocası olmayan bir adamın kollarında mı?
مثلما حدث الليلة؟ بين ذراعي الرجل الذي ليس زوجا لها؟

İlk gün doğumunu Helen'in kollarında keşfeden güçlü Paris için dünya cazibelerinin ne anlamı vardı?
لماذا كانت كل سحر العالم لباريس الهائلة عندما وجد ذلك الفجر الأول بين ذراعي هيلين؟

Bir bacadan tepetaklak düşüp kendini Brooke Shields'in kollarında bulabilir.
هو يسقط خلفيا أسفل فتحة مجرى ويصفي بين ذراعي بروك شيلدز.

kollarında atrofi olan genç bir çocuğun ayaklarıyla piyano çalmasından kim etlilenmez?
من لن يكون مفتونًا بصبي صغير يعزفُ بيانو بواسطة قدميه لأن ذراعيه ضامرة؟

Daha sonra onun kollarında olduğumu hatırlıyorum.
الشيء التالي الذى أعرفه أنني كنت بين ذراعيه

Başkasının kollarında dans ettiğinizi unutmaya çalışıyorum.
كنت ترقصين في أحضان أخرى كنت أحاول أن انسى

Onun başka bir kadının kollarında her şeyi unutup unutmadığını asla bilemeyeceksin.
و لن تعلمى أبدا إذا ما كان سيجد النسيان فى أحضان إمرأه أخرى

Annemin kollarında hâlâ o iğne izleri duruyor.
لا تزال وخزات الإبر موجودة في ذراعيها إلى اليوم لتشهد على ذلك

Altı gün sonra, Thomas, Ross'un kollarında öldü ve ailemizde oradaydı.
بعد ستة أيام، مات توماس بين ذراعيّ روس محاطًا بعائلتنا

Siz daha henüz küçük birer bebekken annenizin kollarında güvenle yatarken ta ki hanginizin kralla yaşayacağına ve hanginizin kalacağına karar vermek zorunda kalana kadar.
عندما كنتما رضيعَين مكوّرَين بأمان في حضن أمّكما إلى أن اضطرّت لاختيار مَنْ منكما سيعيش مع الملك ومَنْ سيبقى معها

İki çocuğunla bolluktan kaçtın ve kendini yakışıklı bir çapkının kollarında buldun...
فوتي عليك الرخاء، مع حمقتك الأثنين و البقاء بين أذرع وغد لعين

# kollarında olmak yeter # Sana altın yüzükler alacağım
‫عندما أشعر بذراعيك تحيطان بي ‫لكنني سأحضر لك خواتم ذهبية

Bu durum parkta yürürken sevdiğini başkasının kollarında görmeye pekte benzemiyor.
إنها ليست كما لو أني أتنزه ورأيت الشخص الذي تحبه في ذراع شخص آخر

Şöyle diyelim sevdiğin kadını kollarında tutarken son nefesini vermesine benzemez.
أن تحتضن المرأة التي تحبها بين يديك وهي تأخذ آخر أنفاسها

Aramızda bazılarımız kollarında yuvarlak yara izleri olacak kadar yaşlılar, bu izler çocukken aldıkları bir aşılamanın izi.
و الآن البعض منّا لديه ندبة صغيرة دائرية على ذراعه, أثر تطعيمنا و نحن صغار.

kollarında ise iyileşmeye başlayan bir takım çürük ve morluklar var.
و هناك كدمات تم علاجها و تجمعات دموية علي ذراعها.

Senin gibi güzel bir çöl çiçeği dünyanın en güçIü adamının kollarında olmalı.
زهرة الصحراء الجميله مثلك يجب أن تكون بين ذراعى أقوى رجل فى العالم