Yani şimdi, bu yeni şeye bağlandığımda, belli bir uçak yolculuğumdaki koltuğuma ulaşabilirim. | TED | أذن الآن هذه المرحلة الجديدة، حينما أشبك لها، سأرتبط مع رحلتي الجوية المحددة، مع مقعدي المحدد. |
Bütün gün araba tamir ediyorsun, koltuğuma yağ sürüyorsun. | Open Subtitles | اووه , يا رجل أنت تعمل علي السيارات طوال اليوم ستضع الشحم في مقعدي , وتلطخ الشحوم هناك |
Ama sanırım koltuğuma vuruyorsunuz. | Open Subtitles | لكنك على مايبدو تقوم بركل مقعدي من دون قصد |
koltuğuma oturacaksın ve birlikte depresyona gireceğiz. | Open Subtitles | ستجلس على أريكتي و تثير كآبتنا لأنه لا يمكنك الاعتراف بأن الأمر انتهى مع زوجتك |
Seni koltuğuma zincirlemeyeceğim, Noah. | Open Subtitles | هل تعلم نوا، أنا لا أريد أن أربطك على أريكتي |
June bu çöreği koltuğuma koymuş. Nedenini hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | جون وضعت الكعك على كرسيي لا أعلم لماذا ؟ |
koltuğuma. | Open Subtitles | سأعود إلى إريكتي. |
Size göre yolumu kaybettim, ve birisi az sonra sahneye çıkıp beni koltuğuma nazikçe geri döndürecek. | TED | تظنون أنني قد ضللت طريقي وشخص ما سيحل مكاني على المسرح خلال دقائق ويرشدني لمقعدي بكل لطف |
D.J, koltuğuma tutkal dökmüşsün. | Open Subtitles | دانيال الصغير.. لقد وضعت بعض الصمغ على مقعدي .. |
İndiyse, eski koltuğuma geçmek isterim. | Open Subtitles | إذا كان قد فعل ذلك. فأنا فعلاً أود استعادة مقعدي القديم مجدداً |
Tek söylediğim, birisinin koltuğuma oturmak isteyip istemediğini sorması gerektiği. | Open Subtitles | كل مااقوله انه على شخص ما ان يطلب مني ذلك اذا اراد هو ان يأخذ مقعدي |
Evet ama "koltuğuma iyi bak" da dedim. | Open Subtitles | أجل، لكن أخبرته أيضاً أن يجعل مقعدي دافئاً. |
Affedersiniz bayan, sanırım benim koltuğuma oturmuşsunuz. | Open Subtitles | عذراً سيدتي، أعتقد أنك جالسة في مقعدي |
Affedersiniz, sanırım benim koltuğuma oturmuşsunuz. | Open Subtitles | عذراً، أعتقد أنك تجلس في مقعدي |
Dinle ve hatırla: bölüm 101, C sırası parayı koltuğuma getirirsin. | Open Subtitles | سأخبرك بشيء. تذكر الصف "سي" في القسم 101 ويمكنك أن تحضر نقودي إلى مقعدي مباشرة. |
İçerideki adamlar bile, bana bakış şekilleri, vücuduma dokunmaları, bana sürtünmeleri, bana yapışmaları.. Şimdi de, koltuğuma oturunca keşke aklımda sadece günümü, hayallerimi, okuldaki çocuklarımı düşünsem. Fakat onun yerine oraya gideceğim anın ve tekrar taciz edileceğimin endişesini taşıyorum. | TED | حتى الرجال بالداخل الطريقة التي ينظرون بها إلي يلمسون جسدي,يحتكون معي, يمسكون بي والآن, وأنا أجلس في مقعدي أود فقط لو أن تفكيري ينصب على يومياتي, أحلامي, أولادي في المدرسة, ولكن بدلا من ذلك أنا قلقة حول لحظة وصولي وحول تعرضي للاعتداء مرة اخرى. |
Harika koltuğuma otur bakalım. | Open Subtitles | تفضلي بالجلوس على أريكتي الجميلة |
O kadar param olsaydı, beni koltuğuma yayılmış halde "Fiyatı Tahmin Et?" izlerken bulur muydunuz? | Open Subtitles | لو كنت أنتظر هذا القدر من المال أتعتقد أنك كنت ستجدني على أريكتي مشاهدا برنامج "السعر الحقيقي" ؟ |
Seul'deki koltuğuma. | Open Subtitles | أريكتي في (سيول). |
koltuğuma oturmak istiyorum! | Open Subtitles | اريد الجلوس في كرسيي |
koltuğuma oturmadığınız, kumandama dokunmadığınız ve benimle evli olmadığınız sürece hepiniz evime gelebilirsiniz. | Open Subtitles | إلا إذا جلستوا على كرسيي ولمستوا الريموت... أو تزوجتوا بي! |
koltuğuma. | Open Subtitles | سأعود إلى إريكتي. |
Kitty'nin benim koltuğuma aday olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | تعلم ان كيتي تريد الترشح لمقعدي بمجلس الشيوخ ؟ |