"komşularıyla" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجيران
        
    • جيرانها
        
    • جيرانه
        
    • جيرانهم
        
    • والجيران
        
    • لجيرانه
        
    komşularıyla birlikte ellerine boya fırçası alarak, komşular yalnızca kafalarıyla değil elleri ve kalpleriyle bağ kurabileceklerdi. TED وعند إمساك الجيران لفرشاة الطلاء مع آخرين، لن يتشاركوا فقط برؤوسهم بل بسواعدهم وقلوبهم أيضًا.
    komşularıyla Mahjong oynamanın çok hoşlarına gittiğini söylediler. Open Subtitles أجابا بأنه من المسلي ممارسة لعبة الما جونغ مع الجيران
    Bana sorarsan, kilise çok tanrılı komşularıyla daha sağlam ve samimi bir yer. Open Subtitles و الكنيسة قد حصلت قليلا آمنة جدا ومريح مع جيرانها المشركين إذا سألتني.
    Ve Avustralya geniş araziler ve bol doğal kaynaklarını daha az şansı olan komşularıyla paylaşmalıdır. Open Subtitles وان استراليا يجب عليها مشاركة اراضيها ومواردها الطبيعية مع جيرانها الفقراء
    Ona, komşularıyla kıyasla bulunduğu noktaya nasıl geldiğini sorabiliriz. Sadece şans mı, kader mi, yoksa başka birşey mi? TED يمكننا سؤاله كيف وجد في هذا الموقع تحديدا.. بالمقارنة مع جيرانه.. هل كان ذلك بمحض الصدفة، قدر، أم ماذا؟
    Amerikalıların yalnızca %8'i komşularıyla anlamlı sohbet ettiklerini bildiriyorlar. TED يروي ثمانية بالمئة من الأمريكيين إجرائهم لمحادثات عميقة ومفيدة مع جيرانهم.
    Mekanını araştırın, bina yöneticisi ve komşularıyla görüşün. Open Subtitles فتش مكان سكنه اسأل عنه مالك البناء والجيران
    Onun komşularıyla, arkadaşlarıyla öğretmeniyle, annesiyle izci lideriyle konuştum. Open Subtitles لقد تحدثت لجيرانه ومدرسينه وأمه... رئيس فريق الكشافة...
    komşularıyla bu insanlar hakkında görüşmeler yapardık ve eğer birileri Komünist Parti'ye birazcık ta olsa sempati duyuyor gibiyse onlarla görüşürdük. Open Subtitles واستجوبنا الجيران عن هؤلاء الناس وإن أبدى أحد جانبًا من التعاطف تجاه الحزب الشيوعي كنا نستجوبه
    O gece Samantha yan taraftaki yeni komşularıyla tanıştı. Open Subtitles في تلك الليلة، سامانثا تعرفت مع الجيران الجدد المجاور.
    Tracey'nin annesi okul otobüsünün kızını buraya bıraktığını ve eve kadar bir komşularıyla birlikte gelmesi gerektiğini söylüyor. Open Subtitles اذن والدة تريسي قالت ان حافلة المدرسة اوصلتها بعد المدرسة كان من المفترض ان تمشي للمنزل مع احد الجيران
    Bazıları da vardır ki, komşularıyla tartışırken, sadece ellerinde tutmaktan hoşlanırlar. Open Subtitles .. وبعد ذلك يأتي أولئك الذين يريدون أيّ شئ يمسكونه .. في أيديهم بينما يتحدثون عن الجيران ..
    komşularıyla ilk savaşı başlatan tarafın asla başı dertten kurtulmaz. Open Subtitles محاربة الجيران , النهاية عادةً لا تكون جيدة
    Yeni oluşmuş plakaların birbirlerini bir taraftan iterken diğer taraftan komşularıyla pozisyon almak için mücadele etmesi Yeni Dünya'yı şekillendirmiştir. Open Subtitles إنه هذا الإنفصال مع تلك الصفيحتين الجديدتين تندفعان عن بعضهن البعض من جانب و تزاحم المكان مع جيرانها في الجانب الآخر
    Isı enerjisine maruz bırakıldıklarında, protein sarmalları çözülür ve komşularıyla karışırlar. TED وعندما تتعرض إلى طاقة الحرارة تفك العقد في سلاسل البروتين وتتعلق مع جيرانها .
    komşularıyla yaptığı daha az ilgi çekici konuşmalarla birlikte. Open Subtitles بالإضافه إلى رسومات مثيره للإهتمام... عن جيرانه.
    Eski evindeki komşularıyla konuşmaya gidelim. Open Subtitles لتحدث إلى جيرانه السابقين
    komşularıyla yemek, malzeme ve hayatları boyunca kazandıkları bilgileri paylaşarak görüşürler. TED يتواصلون مع جيرانهم ويشاركونهم الغذاء والمؤونة والحكمة التي اكتسبوها خلال حياتهم الطويلة.
    Folkung hanedanına bağlı olan Arn'ın anne ve babası uzun süre komşularıyla iyi geçindiler. Open Subtitles والدَيآرن, الذين يعودون الى قرى الفولكونغ أبقوا السلام لمدة طويلة مع جيرانهم
    - Tüm telefon ve mali kayıtlarına baktık. Arkadaşları ve komşularıyla da konuştuk. Open Subtitles لقد فحصنا الهاتف والبيانات الماليّة وتحدّثنا إلى الأصدقاء والجيران.
    Ve yeni komşularıyla ilk tanıştığı anı... Open Subtitles و مقابلته الأولى لجيرانه الجدد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more