| Görünüşe göre karakterim kötü Kontesle bir araya geliyor. | Open Subtitles | يبدو أن شخصيتي ستعيد علاقتها بتلك الكونتيسة الشريرة |
| Uçakta sadece Kontesle ben kaldık ve o anda üzerinde sadece tacı vardı. | Open Subtitles | إذا أنا و الكونتيسة على متن طائرتها و عند هذه اللحظة إنها فقط ترتدي تاجها |
| Güzel Kontesle nasıl gitti? | Open Subtitles | كيف سارت الأمور مع الكونتيسة الجميلة ؟ |
| Kontesle sekreter hakkındaki dedikoduları duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت كلاماً بخصوص الكونتيسة والسكرتير... |
| Kontesle konuşana kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس قبل أن أتحدث مع الكونتيسة. |
| Kontesle Clauidia biz konuşurken, getiriyor olsalar gerek. | Open Subtitles | " هذا ستجلبه الكونتيسة " كلوديا عبر الشارع فيما نتحدث |
| Dün Kontesle küçük bir muhabbet yaptık. | Open Subtitles | أجريتُ محادثة مع الكونتيسة بالأمس |