Yeterli derecede İspanyolca konuşabiliyorum. Oldukça zekiyim ve şu küveti çalıştırabilirsem bir güzel de temizlenebilirim. | Open Subtitles | أنا أتحدث الأسبانية بسلاسة ولديّ فكر جيد وإن أمكنني العمل.. |
Birçok ingiliz gibi, fransızca konuşabiliyorum. | Open Subtitles | مثل العديد من الأنجليز, أنا أتحدث الفرنسية |
- Nasıl ama, Fransızca da konuşabiliyorum. | Open Subtitles | ما رأيك فى ذلك؟ أنا أتكلم الفرنسية أيضاً ـ أنت شقي جداً |
Bazen hiç durmadan konuşabiliyorum, farkındayım. | Open Subtitles | أنا أتكلم كثيراً بعض الأحيان اعرف ذلك |
Birçok dilde konuşabiliyorum. | Open Subtitles | أنا يُمْكِنُ أَنْ أَتكلّمَ في اللغاتِ المختلفةِ المُخْتَلِفةِ. |
Hakkında konuşabiliyorum. 6 yaşımdayken öldü. | Open Subtitles | يمكنني التحدث عنها في الحقيقة، ماتت عندما كنت بالسادسة |
Nefes alıp verip konuşabiliyorum, tıpkı balık gibi! | Open Subtitles | مهلاً .. يمكنني الحديث و التنفس مثل الأسماك |
Yüksek sesle ve anlaşılır bir şekilde tekrar et! "Ben konuşabiliyorum." | Open Subtitles | هيا,فلتقل بصوتٍ عالٍ وواضحٍ : أنا أستطيع التحدث |
Amerikan şivesiyle konuşabiliyorum biraz. | Open Subtitles | لمعلوماتِكم أنا أتحدث القليل من الأمريكية |
Sadece İngilizce ve Korece konuşabiliyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث الإنكليزية والكورية فقط |
- Ben Rusça konuşabiliyorum. - Son operasyondan sonra düzelebildin mi? | Open Subtitles | أنا أتحدث الروسية - هل تعافيتِ، من آخر مهامكِ؟ |
- Bay Goytisolo kütüphaneyi görmek istiyor. - Beş dil konuşabiliyorum. | Open Subtitles | ـ (جوتلس) يريد رؤية المكتبة ـ أنا أتكلم خمس لغات |
Çekçe, Rumence konuşabiliyorum. Prag'da bize yardım edebilecek bağlantılarım var. | Open Subtitles | أنا أتكلم التشيكية، وأتكلم الرومانيّة، لديّ إتصالات في (براغ) يمكن أن تساعدنا |
Fransızca konuşabiliyorum. | Open Subtitles | أنا أتكلم الفرنسية. |
Evet. Ben de onunla konuşabiliyorum. | Open Subtitles | وأنا يُمْكِنُ أَنْ أَتكلّمَ معه. |
Çevremdeki insanların hislerini anlıyor ve bazen onlarla konuşabiliyorum. | Open Subtitles | ،أنا أَعْرفُ كَيفَ هو شعور الناس من حولي ...وأحياناً يُمْكِنُني أَنْ أَتكلّمَ معهم |
Evet, beni gevşetiyor böylece etraftakilerle konuşabiliyorum. | Open Subtitles | نعم ، يشعرني بالضياع حتى يمكنني التحدث للناس حولي |
Evet, beni gevşetiyor böylece etraftakilerle konuşabiliyorum. | Open Subtitles | نعم ، يشعرني بالضياع حتى يمكنني التحدث للناس حولي |
Onlara bundan bahsedemiyorum ama seninle konuşabiliyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني التحدث بهذه الطريفه للآخرين, ولكنني اقوله لكِ |
Aslına bakarsan aktansız konuşabiliyorum. | Open Subtitles | في الواقع، يمكنني الحديث بدون "موافقة" |
Onunla konuşabiliyorum, bu farklı. | Open Subtitles | في الواقع أستطيع التحدث معها, هذا هو الفرق |