"konuşkan" - Translation from Turkish to Arabic

    • الكلام
        
    • ثرثار
        
    • ثرثارة
        
    • للكلام
        
    • الثرثار
        
    • الثرثرة
        
    • ثرثاراً
        
    • يثرثرون
        
    • متحدث
        
    • متحدثا
        
    • ثرثاره
        
    • ثرثارين
        
    Fazla konuşkan değilsin belki, Ama bahar çiçekleri kadar tatlısın. Open Subtitles وبطء في الكلام ، ولكن الحلو في الربيع وقت الزهور.
    İnsanların bileklerinde kelepçe varken biraz daha fazla konuşkan olduklarını fark ettim. Open Subtitles يميل الناس إلى أن يكونوا كثيري الكلام قليلاً بالأصفاد على أرساغهم، لاحظت.
    Ben onu tanımıyordum adını da bilmiyordum çünkü çok konuşkan biri değildi. Open Subtitles لم يخطر لي قطّ أن أسأله لم يبدو ذلك مهماً لم يكن يكثر الكلام
    Mürettebat tarafından çok iyi ağırlandım, konuşkan ve eğlenceli bir kaptanımız vardı, ve ben bir beş hafta için daha memnuniyetle imza atardım. Kaptan da bunu düşünmemin çılgınlık olduğunu söyledi. TED لقد عاملني الطاقم معاملة حسنة، و قد حظيت بربان ثرثار و ظريف، كنت لأكون سعيدة لو سجلت لخمسة أسابيع أخرى، وهذا أمر قال عنه ربان السفينة أيضا أنني كنت مجنونة عندما فكرت فيه.
    Roma'dan Almanya'ya sana şöförlük etmeye yollandığıma göre ve Bayan F'in de pek konuşkan olmadığını düşünürsek bana burada ne aradığımızı anlatabilir misin? Open Subtitles منذ أرسلت من روما الى المانيا كسائق سيارة لك و السيدة فريدريك ليس ثرثارة كثيراً
    Ben konuşamam. konuşkan biri değilimdir. Open Subtitles لا، اسمعي، لا أستطيع الكلام لست شخصاً يتكلم
    -Öyleyse bana ne olduğunu anlat. -Bilirsin, pek konuşkan biri değilimdir ama sana şunu söyleyeceğim. Open Subtitles إذا أنت ستخبرنى بما يحدث أنت تعرف أننى رجل لا يحب الكلام الكثير
    Pek konuşkan birisi değil. Bilirsin, her şeyi içine atıyor. Open Subtitles أنت تعلمين أنها ليس شخصا كثير الكلام كما أنها تنعزل على نفسها كثيرا
    Pek konuşkan olmadığın dışında senin hakkında bir şey bilmiyorum. Open Subtitles حسـنا لا أعرف الكثير عنك ، ولكن ما اعلمه أنك قليل الكلام
    - Yerel halk pek konuşkan değil. Open Subtitles لا أحد من المحليين لديه الرغبة في الكلام
    Neyse demek istediğim hayatımda senin kadar dürüst, vicdan sahibi, ...ve konuşkan bir genç kız görmedim. Open Subtitles أني لم أقابل من قبل فتاة أكثر شرفا وذات ضمير متيقظ وكثيرة الكلام
    Öyle çok konuşkan olamadım hiç. Open Subtitles لم يسبق لي ان كان حقا جيدة جدا في الكلام.
    konuşkan biri değil, ha? Open Subtitles هو ليس بمتحدث ثرثار اليس كذلك؟
    Çenesi düşük, konuşkan, dilli. Gevezeye ne dersin? Open Subtitles ,هذه تعني ثرثار, مسهب, منفتح القلب ما رأيك بـ"كثير الكلام
    - Bir sessiz, bir konuşkan. - İkisi de sessiz. Open Subtitles إحداهما هادئة، والأخرى ثرثارة - كلاهما هادئتان -
    John Locke hiç konuşkan biri değildim ben. Open Subtitles ياجون لوك لم أكن أبدا شخصا للكلام
    Sonra bu da açıkça çok konuşkan, laf kalabalığı yapan türden bir koltuk. TED ثم هذا الكرسيّ الثرثار إلى حد ما ، من النوع المطيل.
    Votkalarını yuvarladıktan sonra epey konuşkan oluyorlar. Open Subtitles تروق لهم الثرثرة كثيراً عند احتسائهم الفودكا
    İçki problemi olan konuşkan bir kapıcı olacağım. Open Subtitles سأكون بوّاباً ثرثاراً يعاني من ادمان الشراب
    Gönlünü hoş etmeye meraklı, konuşkan kimselerdir. Open Subtitles فهم يثرثرون كثيراً ودائماً يسعون لإرضائك
    konuşkan, mantıklı, hatta anlayışlı. İşte sarhoş. Open Subtitles متحدث ولبق وحتى نافذ البصيرة، ها هي الثمالة
    Gerçek şu ki,Gece boyunca pek de konuşkan değildin Open Subtitles فى الحقيقه انت لم تكن متحدثا طوال المساء
    Savaşta hangi taraftaydın? Pek konuşkan değilsin demek. Open Subtitles فى اى جانب من المعركة ؟ لستي ثرثاره , اليس كذلك؟
    Bu yüzden harika saçları olacak ve çok konuşkan olacaklar. Open Subtitles وسيكون لديهم شعره الرائع وسيكونون ثرثارين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more