konuşmacılar, toplumun onlardan neler beklediğini anlatır. | Open Subtitles | المتحدثين يشرحون لهم ما الذي يتوقعه المجتمع منهم |
Bu da demek oluyor ki konferanstaki diğer konuşmacılar da listesinde olabiliri. | Open Subtitles | وهو ما يعني أن أي من المتحدثين الآخرين في ذلك المؤتمر يمكن أن يكون القادم |
Her iki tarafı da eğitir, daha iyi anlamayı sağlar, güçlü ve zayıf yönleri ortaya çıkarır, ve evet daha önceki bazı konuşmacılar gibi, paylaşılan hassasiyetler güvene vesile olur, ve bu süreç daha sonra normalleşmenin bir parçası haline gelir. | TED | انها تعليم ذاتي لكلا الطرفين، تمكن من فهم افضل تكشف نقاط القوه والضعف، و نعم، مثل بعض المتحدثين سابقا، مشاركه الضعف يؤدي الى الثقه، و تصبح، هذه العمليه، جزء من العوده للطبيعه. |
Şu anda hissettiğim şey şu ki Diğer konuşmacılar sanırım benim söylemek istediklerimin hepsini zaten söylediler. | TED | تايلور ديوار : الطريقة التي اشعر بها الآن هي ان جميع المتحدثين الآخرين قالوا بالضبط ما اردت قوله . |
konuşmacılar hayatlarındaki birçok terim ve kavramın izleyicilere tamamen yabancı olduğunu çoğunlukla unuturlar. | TED | غالباً ما ينسى المتحدثون أن العديد من المصطلحات والمفاهيم التي يستخدمونها تكون غير مألوفة لدى مستمعيهم غالباً. |
Biliyorsunuz, TEDTalks (TEDKonuşmaları) başladıktan bir süre sonra, şunu fark ettik ki konuşmacılar artık daha çok hazırlanıyorlardı konuşmalarına. | TED | فكما تعلمون مذ بدأ مؤتمر تيد في نشر محادثات متحدثيه على الانترنت لاحظنا ان المتحدثين قد أخذوا يقضون وقتاً اطول في التحضير لمحادثاتهم |
Ya da son olarak, bi sonraki konuşmacılar, insanların küresel olarak wiki'lere [imece bilgi topluluklarının] katkıda bulunabileceği, fotoğraflayabileceği, ya da seçimleri gözlemleyebileceklerinden, ve bu bilgileri bizim bir araya getirerek sosyal olay ve olguları anlamamızı sağlayacak şekilde nasıl paylaşabileceklerinden bahsedecekler. | TED | أو يمكن أن يكون أكثر نشاطاً بشكل كامل مثل ما أعرف المتحدثين اللاحقين سيتحدثون عنه اليوم حيث يمكن أن يشارك الناس عالمياً في الموسوعات أو التصوير ، أو مراقبة الإنتخابات و رفع المعلومات بطريقة يمكننا جمعها لفهم العمليات الاجتماعية و الظواهر الإجتماعية |
Alkolikler derneğinde, en ilham veren konuşmacılar dürüst olanlarıdır. | Open Subtitles | - وهي كلمة ملهمة. في AA، أكثر المتحدثين ملهمة هم الذين يحافظون على أنها حقيقية. |
Dünyadaki en başarılı konuşmacılar tarafından kullanıldı. | Open Subtitles | إنها تُستخدم من قِبل بعضاً من أنجح المتحدثين المرموقين... في العالم بأسره. |
Bil bakalım Psikolog Birliği toplantısında ana konuşmacılar kim olacak? | Open Subtitles | تخمين الذي سيكون المتحدثين الرئيسيين في APA الاتفاقية. |
Size bu hikayeyi anlatıyorum çünkü Richard beni arayarak- -diğer konuşmacılar için yaptığı gibi- bu topluluk için yeni olabilecek, hakkında hiç konuşulmamış, yazılmamış bir konu hakkında konuşma yapmamı istedi. | TED | أحكى لكم هذه القصة، لأنه فى الحقيقة منذ أن كلمنى ريتشارد وطلب منى أن أتحدث عن -- كما طلب من جميع المتحدثين -- أن أتحدث عن شيء من شأنه أن يكون جديدا على الجمهور، لم نتحدث عنه أبدا، لم نكتب عنه أبدا، |
Bunu her yerde hissediyoruz - televizyondaki konuşmacılar birbirine bağırıyor, insanları ve ilişkileri internette arıyoruz. Sonrasında da kızgın, yabancılaşmış hissediyoruz. | TED | ونرى في كل الأماكن... المتحدثين في التلفاز يصرخ بعضهم في وجه الآخر، نلجأ إلى الإنترنت للبحث عن الناس وعن التواصل، فينتهي بنا الحال إلى الشعور بالغضب والنفور. |
Thaulow'un yerine bir başkası görevlendirildi. konuşmacılar hakkında soru sormuştunuz. Neler oluyor? | Open Subtitles | لقد استبدلت (ثولوف), لماذا تسألان عن المتحدثين في القمة؟ |
konuşmacılar listesinde sizi de gördüm. | Open Subtitles | رأيتك أيضاً بقائمة المتحدثين |
Bunlar konuşmacılar. Aşağıdaki isimler "Özel Konuklar." | Open Subtitles | هؤلاء المتحدثون ، الأسماء بالاسفل هم ضيوف شرف |
konuşmacılar yanlış zamiri kullanıp kaba görünme riskini almaktansa, dinleyicinin zamiri bağlamdan tahmin etmesini tercih eder. | TED | المتحدثون يفضلون أن يتركوا تخمين الضمير للمتحدث من المعنى على أن يستخدموا الكلمة الخاطئة ويخاطروا بتعبير وقح . |
Ne yazık ki konuşmacılar, dinleyicileri onların doğru sandığı yanlış bilgilerle idare edebilir; aşıların otizme sebep olduğu, yanlış olduğu kanıtlanmış fakat hâlâ tartışılan iddialar gibi. | TED | للأسف الشديد، يستطيع المتحدثون أيضًا التأثير على الناس بمعلومات كاذبة ويعتقدُ الجمهور أنها حقيقية، مثل الادعاء الذي ثبت عدم صحته، لكن ما زال يُعتقد كثيرًا أن اللقاحات تسبب مرض التوحد. |