Görünüşe göre, Uzun bir süredir babasıyla konuşmamış ve annesi nedenini bilmiyor. | Open Subtitles | حسناً ، على مايبدو انه لم يتحدث مع والده منذ زمنٍ طويل و أمه لا تعرف مالسبب |
Kimseyle konuşmamış ve devamlı yer değiştiriyormuş. | Open Subtitles | لم يتحدث مع أحد و استمر بتغيير مقعده |
Annem dışında kimse benimle konuşmamış veya soru sormamıştı. | Open Subtitles | ماعدا أمي لم يتحدث إليّ أحد أو يسألني أسئلة |
Annem dışında kimse benimle konuşmamış veya soru sormamıştı. | Open Subtitles | ماعدا أمى لم يتحدث إلى أحد أو يسألنى أسئلة |
Kızını aylardır görmemiş ve onunla konuşmamış. | Open Subtitles | هو لم يرَ و لم يتحدث مع ابنته منذ شهور |
Dr. Bancroft aslında Hodgins'in terapistiyle konuşmamış. | Open Subtitles | د. (بانكروفت) في الواقع لم يتحدث مع معالج (هودجينز) |
Bağlantısıyla üç yıldan fazladır konuşmamış, ama eğer teklif edecek parası olursa, belki işe yarayabilirmiş. | Open Subtitles | لم يتحدث إلى قومه لأكثر من ثلاث سنوات، لكن يعتقد إذا لديه مال لتقديمه، يمكنه أن يُنجح ذلك. |
Dün onu görmeye gittim. Babasıyla konuşmamış bile. | Open Subtitles | قمت بزيارته يوم أمس إنه حتى لم يتحدث إلى والده |
Başından beri haklıymışsın. Tanrı benimle hiç konuşmamış. | Open Subtitles | كنت مُحقاً طوال الوقت، الإله لم يتحدث لي أبداً |
Aramızda kalsın, generalle konuşmamış. | Open Subtitles | بيني وبينك لم يتحدث لسيادة اللواء. |
Lex' den haber yok. Bu sabahtan beri kimse onunla konuşmamış. | Open Subtitles | لا أخبار عن "ليكس" لم يتحدث معه أحد منذ الصباح |