"konuştuğumda" - Translation from Turkish to Arabic

    • تحدثت
        
    • تكلمت
        
    • تحدّثتُ
        
    • تحدّثت
        
    • تحدثتُ
        
    • عندما أتحدث
        
    • تكلمتُ
        
    • عندما أتكلم
        
    • عندما اتكلم
        
    • عندما أتحدثُ
        
    Onunla en son konuştuğumda benimle bir daha görüşemeyeceğini söylemişti. Open Subtitles آخر مرة تحدثت إليها قالت أنه لا يُمكننا اللقاء مُجدداً.
    Onunla konuştuğumda, hala April'ın ölümü yüzden dağılmış olduğunu söyledi. Open Subtitles , عندما تحدثت اليه . كان مازال متاثر بوفاة ابريل
    İtfaiyecilerin şefiyle konuştuğumda, yangının kaynağında sigara kalıntıları bulduklarını söyledi. Open Subtitles عندما تحدثت مع ضابط الاطفاء قال انه وجد بقايا سيجاره.
    aa, bu sabah konuştuğumda, ben ona ailesine odaklanması gerektiğini söyledim. Open Subtitles عندما تكلمت معه هذا الصباح اخبرته ان يركز على عائلته اليوم
    Ama Natalie'yle konuştuğumda bunu onun gözlerinde gördüm. Open Subtitles لكن تحدّثتُ إلى ناتالي ورأيت الأمر في عينيها
    Bu sabah onunla telefonda konuştuğumda bana dedi ki: Open Subtitles ممّا يعني، أنني عندما تحدّثت إليها هذا الصباح على هاتفها الخلويّ
    Sonunda babamla konuştuğumda, o kadınla hiç yatmadığını söyledi. Open Subtitles ثم أخيراً تحدثتُ إلى أبي، وقال لَم ينام مع تلك المرأة أبداً
    Sanal asistanlarla konuştuğumda insana aitmiş gibi sakin bir tonla cevaplamalarına bayılıyorum. TED أحب بالفعل عندما أتحدث مع المساعديين الافتراضيين ويردون بصوت بشري لطيف.
    Birliktelermiş ama adamla konuştuğumda Iris'ten sıradan bir çalışan gibi söz etti. Open Subtitles لقد كانو ثنائياً لكننى حين تحدثت معه مثل كأنها مجرد موظفه لديه
    Onunla konuştuğumda, üç çocuğu vardı. Ailesi hakkında sorular sordum TED وعندما تحدثت معها , بقد كان عندها ثلاثة اطفال , وسالتها عن عائلتها.
    CEO'ları ile konuştuğumda, çok iyi bir söz sarfetti: TED عندما تحدثت مع مديرهم التنفيذي, كان لديه هذه المقولة الرائعة.
    Katliamdan önce beni tanımayan insanlarla konuştuğumda, üç zorlukla başa çıkmam gerekiyor. TED عندما تحدثت مع الناس الذين لم يكونوا يعرفوني قبل إطلاق النار، كان لدي ثلاثة تحديات للتعامل معها.
    Onunla konuştuğumda kararımız konusunda canıgönülden üzgündü. TED وعندما تحدثت إليه كان حقاً مستاءً من قرارنا
    Ben hatırlıyorum da sadece birkaç yıl öncesinde iklim değişikliği hakkında konuştuğumda insanlar sözümü kesip böyle bir şeyin mevcut bile olmadığını söylüyorlardı. TED اتذكر سنوات قليلة فارطة تحدثت عن تغير المناخ، و كان الناس في الخلف يزعجونني و يقولون هذا لاوجود له.
    Onunla telefonda konuştuğumda gayet iyi gibi geldi. Open Subtitles أوه, أنا لم أره. لقد بدا جيدا تحدثت معه على التليفون مرتين
    Maccabee'yle son konuştuğumda Marie Warner'ın geldiğini söylemişti. Open Subtitles اخر مرة تكلمت مع مكابي اخبرتنى ان مارى ورنر دخلت اليهم
    Haas'la en son konuştuğumda, Bauer ve kadın için harekete geçmek üzereydi. Open Subtitles ..عندما تكلمت مع هاس اّخر مرة كان على وشك التحرك و القضاء على باور و المرأة
    Onunla son kez konuştuğumda bana, sizinle tanıştığı andan itibaren sizinle evlenmek istediğini bildiğini söylemişti. Open Subtitles هل تعلمي,في اخر وقت انا تكلمت معه هو اخبرني, من لحظة اللقاء بكِ هو علم بأن انه اراد الزواج منكِ
    Onunla 2 gün önce konuştuğumda senden hiç söz etmedi. Open Subtitles تحدّثتُ إليها مُنذ بضعة أيام ولم تأتِ على ذكرك.
    profesörlerimle konuştuğumda diyetle ilgilenmediler, hastalar diyetle ilgilenmediler ve hastaneler de ilgilenmediler, yani beslenme hiç söz konusu olmadı. Open Subtitles عندما تحدّثت مع البروفسورات، لم يكونوا مكترثين بنمط الغذاء، حتّى المرضى لم يكونوا مكترثين بأنماط الغذاء حتّى المشافي ايضاً،
    Onunla en son konuştuğumda yolunda olmayan bazı şeyler vardı. Open Subtitles آخر مرة تحدثتُ فيها معه شيئًا ما كان خاطئا
    güzel bir kadınla konuştuğumda bana birşeyler oluyor.dizlerim jöleye dönüyor. Open Subtitles يصيبني شيئ عندما أتحدث لإمرأة جميلة، ما إن تضع عيناها علي تصبح ركبتاي كالجيلو
    Babam beni sorumlu yaptı. Ama mecliste son konuştuğumda saçmalamıştım. Open Subtitles ،والدي تركني مسؤول ولكن آخر مرة تكلمتُ مع الحكومة
    "Seninle konuştuğumda, ağzını açacağım ve sen de onlara bunlar Rabbimin kelamı diyeceksin." Open Subtitles عندما أتكلم معك سوف افتح فمهم وهم يجب ان يقولوا لك
    Fakat konuştuğumda, onları başkalarına sunduğumda tüm anlamlarını yitirmiş görünüyorlar. Open Subtitles و لكن عندما اتكلم و اعرضهن على الآخرين يبدو إنهن يفقدن التعريف
    Karbon yakalama konusundaki çalışmalarım hakkında onlarla konuştuğumda aynı derecede şaşırdıklarını görüyorum, çünkü iklim değişikliğiyle mücadele etmem sadece kutup ayılarını veya buzulları kurtarmakla ilgili değil. TED ولكن عندما أتحدثُ إليهم عن عملي في جمع الكربون، أجدُ أنهم مندهشون بنفس القدر، هذا لأن محاربة تغيّر المناخ من خلال جمع الكربون لا يتعلق بإنقاد الدب القطبي أو النهر الجليدي فقط

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more