Kabilenin ihtiyarlarıyla konuştuk ve anlaşma yapmak üzere geliyorlar takas için. | Open Subtitles | لقد تحدثنا مع شيوخ قبيلتكم, إنهم قادمون هنا للتفاوض على المُبادلة |
Carl'la bugün konuştuk ve o senin, ...zeka seviyenden pekte övgüyle bahsetmedi. | Open Subtitles | تحدثنا مع كارل مؤخرا وكان ليس .. محباً لعقلك كثيراً |
Bayağı konuştuk ve eski ahitin bir sayfasında takılı kaldık. | Open Subtitles | تحدثنا مع بعضنا البعض, في الواقع, تقربنا اكثر عبر صفحة من التوراة |
Ofisime gelip görev timinizin doğasından bahsettiniz biraz oğlunuz hakkında konuştuk ve hepsi bu kadar. | Open Subtitles | أتيت الى مكتبي ووضحت لي كيفية عملك في المنصب الجديد وتحدثنا عن ابنك.. |
Son günümde, külube ile ilgilenen bayan geldi ve bir kaç dakika konuştuk, ve sonra bana dedi ki, "Benim için bir şarkı söyleyebilir misin?" | TED | في آخر يوم لي ، المرأة التي تعتني بالمكان ، جاءت وتحدثنا لدقيقة ، وثم قالت لي ، "هل تغني لي شيئا ؟" |
Hayatım, aramızda konuştuk ve sevgilinle tanışmak istiyoruz. | Open Subtitles | إذاً، حبيبتي، لقد كنا نتحدث و نحن نريد مقابلة صديقك الحميم |
Şey, konuştuk, ve senin de anladığını zannetmiştim. Anlıyorum. | Open Subtitles | حسنا ، لقد تحدثنا في الأمر واعتقد انكِ كنتِ متفهمة |
Lucy'yle sonunda konuştuk ve tek bir şey üzerinde anlaştık. | Open Subtitles | انا ولوسي اخيراً تحدثنا واتفقنا اخيراً على امر واحد |
O çevredeki herkesle konuştuk ve binalarını gözlemlemelerini söyledik. | Open Subtitles | لقد تحدثنا مع جميع معارفهم. من دون نتيجة لحد الآن. |
Kısa süre önce Gloria'nın ebeveynleriyle konuştuk ve bize cemiyeti bıraktığı gün Gloria ile kavga ettiğinizi söylediler. | Open Subtitles | لقد تحدثنا مع والدي غلوريا قبل قليل و قالوا أنك تشاجرت مع غلوريا في يوم مغادرتها للمجتمع |
Karınızla konuştuk ve kardeşinizle ilişkisi olduğunu bildiğinizi söyledi. | Open Subtitles | تحدثنا مع زوجتك، إتفقنا؟ وتدّعي أنّك كنتَ تعلم أنّها كانت على علاقة غرامية بشقيقك. |
Serranos'taki tanıklarla konuştuk ve geçtikleri yollara baktık, ama ne onları ne de bir suç unsurunu bulabildik. | Open Subtitles | تحدثنا مع شهود في سيرانوس أتبعوا نفس الطريق الذي ساروا فيه و لكن لم نكن قادرين على أيجادهم |
Asistanı Tiffany ile konuştuk, ve bize sigorta satıcısının karıştığı olayı anlattı? | Open Subtitles | حسناً، لقد تحدثنا مع مساعدته "تيفاني"، و لقد أخبرتنا عن حادثة تتضمن مندوب لشركة تأمين؟ |
Pablo'yla konuştuk ve şartlarda anlaştık. | Open Subtitles | تحدثنا مع بابلو وتوصلنا إلى إتفاق |
Uzun uzun konuştuk ve oluverdi. | Open Subtitles | ، وتحدثنا لقليل من الوقت، ثمّ حدث ذلك |
Calışmalarım, aynı zamanda dünyanın çeşitli ülkelerindeki kadın karikatüristlerle işbirliği yapmama olanak sağladı -- Sudi Arabistan, İran, Türkiye, Arjantin, Fransa gibi ülkelerdi -- ve birlikte oturduk, gülüştük, konuştuk ve zorluklarımızı paylaştık. | TED | وعملي أيضاً سمح لي بأن اتعاون مع الراسمات الكارتونية حول العالم من دول مثل المملكة العربية السعودية إيران . .تركيا الارجنتين .. فرنسا وقد اجتمعت معم .. وضحكنا سوية وتحدثنا وتشاركنا فيما يخص اختلافاتنا |
Konuştuk, konuştuk, Ve, Melinda, söylemek zorundayım, bazen | Open Subtitles | نعم ، أعلم لقد تحدثنا وتحدثنا |
Annen ve ben konuştuk ve... annenin yanında istersen daha çok kalabilirsin. | Open Subtitles | انا ووالدتك كنا نتحدث و .. و نحن نتسائل |
Bu konuyu biraz konuştuk ve... | Open Subtitles | إنه فقط ... حسناً , لقد كنا نتحدث و ... |
Aramızda konuştuk ve bu meseleyi kafana çok taktığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | لقد تحدثنا في هذا الأمر و نظن أنك مهووس بهذا الأمر |
Bu konuyu konuştuk ve ağırdan almaya karar verdik. | Open Subtitles | لذا نحن تحدثنا في الموضوع و قررنا اننا سوف نكون بطيئين هذه المره |
Lucy'yle sonunda konuştuk ve tek bir şey üzerinde anlaştık. | Open Subtitles | انا ولوسي اخيراً تحدثنا واتفقنا اخيراً على امر واحد |