Çevreciler iktisatçılar ile konuştuklarında, ortaya şizofreniğe benzeyen, bütünüyle uyumsuz bir diyalog çıkıyor. | TED | عندما يتحدث أنصار البيئة مع الاقتصاديين، فإن الأمر يبدو مثل حوار مطبوع بالفصام، وغير متماسك تماماً. |
Vince ile iş konuştuklarında ben çıkıp ağda falan yaptırıyorum. | Open Subtitles | عندما يتحدث فينس فى الأعمال انا أخرج واتركهم لشأنهم |
Yahudiler birbirleriyle konuştuklarında, Ukraynalılar ses çıkarmamalarını istiyorlardı.. | Open Subtitles | عندما يتحدث اليهود مع بعضهم كما شرح لنا أراد الاوكرانيون الهدوء |
Günah olan yaptığın değildir, insanlar yüksek sesle yaptığını konuştuklarında doğan skandaldadır. | Open Subtitles | الخطئية ليست في هذا الأمر انها في الفضيحة، عندما يتحدث الناس عنها بصوت عال |
Sanırım haklısın insanlar Netflix hakkında konuştuklarında programlarla ilgili konuşuyorlar. "13 Reasons Why" ya da "The Crown". | TED | أعتقد أنك على حق، عندما يتحدث الناس عن نيتفليكس، يتحدثون عن البرامج التي أثرت بهم: "13 ريزون واى"أو"زا كرون." |
İnsanlar arayüz tasarımı konuştuklarında halen "Azınlık Raporu"ndaki bu sahneleri referans alıyorlar. | TED | ما يزال الناس يشيرون لتلك السلسلة في "تقرير الأقلية" كمرجع حينما يتحدثون عن تصميم جديد لواجهة المستخدم. |
İnsanlar evlilik hakkında konuştuklarında akıllarında olması gereken şey tam olarak budur. | Open Subtitles | عندما يتحدث الناس عن الزواج، هذا بالضبط مايفكرون به. |
Ve ben gerçekten endişeliyim, çünkü insanlar arabalar hakkında konuştuklarında, -- ve arabalar hakkında biraz bilgiye sahibim -- medya, politikacılar ve buradaki insanlar şunu düşünmeye başlıyorlar: "o zaman benzin tassarruflu arabalar kullanalım". | TED | وحقا قلقة، لأنه عندما يتحدث الناس عن السيارات --التي أعرف عنها شيئاً-- الصحافة، والسياسيين، والحاضرين في هذه الحجرة جميعهم يفكرون، " دعونا نستخدم سيارات ذات فعالية في إستهلاك الوقود." |
Belki de insanlık melekler hakkında konuştuklarında kastettikleri şey budur. | Open Subtitles | ربما هذا ما يقصده الناس عندما... يتحدثون عن الملائكة. |