Bu rahatsız insanların bulunup cinayet işleme noktasına gelmeden tedavi edilmesi üzerinde konuşuluyor. | Open Subtitles | ثمة حديث عن معرفة حقيقة هؤلاء المعتوهين ومعالجتهم قبل التوصل إلى سبب القتل |
Şu cinayet her yerde konuşuluyor. Bayan Paradine yaptı diyorlar. | Open Subtitles | ان هذه الجريمة هى حديث المنطقة, يقولون ان السيدة بارادين هى الفاعلة |
Şehirdeki tüm gay barlarında konuşuluyor. | Open Subtitles | حديث جميع الحانات الخاصة بالمثليين فى المدينة |
Notlar konuşuluyor, meslekler, Amerika'ya yerleşme. | Open Subtitles | إنهم يتحدثون عن العلامات فحسب عن العمل في الولايات المتحدة |
Üzerinden iki yıl geçmesine rağmen bugün hâlâ konuşuluyor. | Open Subtitles | ذلك كَانَ قبل 2 سنةً وهم ما زالوا يَتحدّثونَ عنه اليوم. |
Bugün evlerinize götürülen hizmetler hakkında çok şey konuşuluyor ama bunların dışında söylenecek başka şeyler de var. | Open Subtitles | هناك كلام كثير اليوم لكن هناك شئ يقال للتفكير خارج هذا الصندوق |
Şu anda dünyada her ne pahasına olursa olsun, gaz emisyonunu azaltmak için yapılan planlar konuşuluyor. | TED | يعج العالم حاليا بكثير من الخطط لفرض تخفيضات على كمية انبعاث الغازات مهما كلف الامر. |
Majesteleri, sokaklarda devrim olacağı falan konuşuluyor. | Open Subtitles | جلالة الملك ، وهناك حديث عن الثورة في الشوارع. |
Majesteleri, sokaklarda devrim olacağı falan konuşuluyor. | Open Subtitles | جلالة الملك ، وهناك حديث عن الثورة في الشوارع. |
Futbolcular toplantı yaptı. Greve gidebilecekleri konuşuluyor. | Open Subtitles | فضّ اللاعبون الاجتماع هناك حديث دائر عن أنهم سيضربون |
Etrafta huzura kavuşamayan ruhlar ve boş mezarlar hakkında konuşuluyor. | Open Subtitles | هناك حديث عن أرواح لم تجد السلام، قبور فارغة |
Yılın Atı olabileceği konuşuluyor. | Open Subtitles | هناك حديث على إنه سيكون حصان هذه السنة |
Haçlı seferleri olacağı konuşuluyor. Katılmak istiyorum. | Open Subtitles | هناك حديث عن حرب صليبية وأود أن أتطوع |
Germain ile olan ilişkiniz gittikçe daha çok konuşuluyor biliyorsun. | Open Subtitles | -هل تعلم.. في الصف, زاد حديث الناس عن علاقتك مع جيرمان. |
Başka güçlerin de dâhil olduğu konuşuluyor. Karanlık güçlerin. | Open Subtitles | ثمّة حديث عن فعل قوّة أخرى، قوى ظلام. |
Bitişikteki binalar hakkında konuşuluyor. | Open Subtitles | هناك حديث بشأن المباني المجاورة. |
Temelli kalacağın konuşuluyor. | Open Subtitles | هناك حديث عن بقائك بشكل دائم. |
Sokaklarda başka türlü konuşuluyor. | Open Subtitles | في الشارع هناك حديث مختلف |
Bu konu çok konuşuluyor. | Open Subtitles | إنهم يتحدثون كثيراً عن هذه العملية |
Ordumda yedi farklı dil konuşuluyor. | Open Subtitles | إنهم يتحدثون سبع لغاتِ مختلفة بجيشي. |
Üzerinden iki yıl geçmesine rağmen bugün hâlâ konuşuluyor. | Open Subtitles | ذلك كَانَ قبل 2 سنةً وهم ما زالوا يَتحدّثونَ عنه اليوم. |
Tabi hapishanede yaptıkların hakkında da konuşuluyor. | Open Subtitles | طبعا هناك كلام عما فعلته وأنت في السجن |
Aslında, ısıyı düşürmek için yapılan planların konuşuluyor olması gerekirdi ve daha yüksek derecelerde nasıl yaşanacağına dair planların. Ve maliyetlerin, uygun ve ucuz olması gerekiyor. | TED | يجب أن يعج بخطط لتخفيض درجات الحرارة وبخطط للتكيف على درجات أعلى للكون. ولكن ليس بمهما كلف الامر انما بكفاءة وبتكلفة قليلة. |