"konuşurlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • يتحدثون
        
    • يتكلمون
        
    • يتكلّمون
        
    • يتحدثوا
        
    • سيتحدثون
        
    • يتحدثن
        
    • يتحدّثان
        
    • ويتكلمون
        
    • ويتحدثون
        
    Tasarımcılar biçim ve içerik ile içerik ve biçim arasındaki ilişki hakkında konuşurlar. Şimdi, sizce bunun anlamı nedir? TED المصممون يتحدثون عن العلاقة بين الإطار والمحتوى، المحتوى والإطار، ماذا يعني ذلك؟
    Onun hakkında konuşurlar, nasıl görüneceğini kafalarında çözerler, grupta güç elde etmeye çabalarlar, TED يتحدثون عنها، ويتعرفون على كيف سيكون شكلها، ويتنافسون على الفوز،
    Ama beyinsiz bazı kimseler çok konuşurlar, değil mi? Open Subtitles لكن بعض الناس بدون عقل و يتحدثون كثيراً. أليس كذلك ؟
    Şu avukatlar böyle çok kısa davalarda bile konuşurlar da konuşurlar. Open Subtitles أولئك المحامين يتكلمون ويتكلمون، حتى عندما تكون القضية مفروغ منها مثل هذه.
    Susmaları gereken yerde konuşurlar. Her neyse... Open Subtitles يتكلمون حينما ينبغى أن يستمعوا و لكن على أى حال
    Bizimkinden daha büyük bütün uzaylıların gücünden büyük bir şeyin parçasıyla bizimle konuşurlar. Open Subtitles بأنّهم يتكلّمون معنا... كجزء من الشيء الأعظم منّا... أعظم من أيّ قوة أجنبية.
    Bazen insanlar bizden çalmayı denerler, ya da polisle konuşurlar. Open Subtitles بعض الاحيان الناس يحاول السرقه منا او يتحدثوا الى الشرطه
    Ailesini bulsak bile, bizimle konuşurlar mı bilemiyorum. Open Subtitles حتى لو وجدنا عائلته، أشك أنهم سيتحدثون إلينا
    Buraya gelirken sırtını dayayıp yolun tadını çıkarır, benimle konuşurlar. Open Subtitles يستريحون و يستمتعوا بالجولة و يتحدثون معى
    Hep ciddi gibi konuşurlar. Open Subtitles يتحدثون دائماً و كأنهم جادون فيما يقولون
    Bir köşede oturarak, 17 yaşındaki şöhretleri için konuşurlar. Open Subtitles يجلسون طيلة حياتهم وهم يتحدثون عن أيام المجد عندما كانو بسن المراهقه
    İzledikleri günbatımlarından konuşurlar, tam batmadan önce güneşin aldığı kan kırmızısı renkten bahsederler. Open Subtitles يتحدثون عن الغروب الذي شاهدوه. يتحدثون عن كيفية تحول الشمس حمراء كالدم عندما تغرب.
    Bunun için hep boş konuşurlar. Open Subtitles هذا هو السبب في انهم دائما يتحدثون بالهراء
    Eğer bir problem varsa, konuşurlar. Biz her zaman böyle yaptık. Open Subtitles ،، فإذا كان لديهم مشكلات ، يتحدثون و قد فعلنا هذا دائماً
    Bazen erkekler ve kadınlar tamamen farklı dillerde konuşurlar. Open Subtitles في بعض الأحيان يبدو أن الرجال و النساء يتحدثون لغتين مختلفتين
    Susmaları gereken yerde konuşurlar. Her neyse... Open Subtitles يتكلمون حينما ينبغي أن يستمعوا و لكن على أي حال
    Aynı dili konuşurlar, konuşup, birbirlerine güvenirler. Open Subtitles يتكلمون نفس اللغة، شخص يتكلم معه، يثق به
    Çoğu zaman birşey hakkında konuşurlar, sonra başka birşey ve başka birşey... hiçbir zaman ilk noktaya gelmezler... belki şimdiye kadar. Open Subtitles انهن غالبا يتكلمون في موضوع ما ، ومن ثم موضوع ... آخر وآخر ... ولا يعودون ابدا للموضوع الأول ربما للأبد
    Ölüler, bizimle daima farklı yollarla konuşurlar. Open Subtitles الموتى يتكلّمون دائماً معنا بطرق مختلفة.
    Konuşmayacaklarına dair söz verirler, ama konuşurlar. Open Subtitles سيعدونك بألّا يتحدثوا ولكنهم سوف.. يتحدثن
    Neden Cuddy olduğunun cevabı da bu değil. Çünkü ikisi benim hakkımda konuşurlar. Open Subtitles (ما زال هذا لا يفسّر لماذا (كادي - لأنّهما كانا يتحدّثان بشأني -
    Sonra kitap okuyan insanlar büyük, cilalı masalarda oturur, konuşur, konuşurlar. Open Subtitles فيجلس الناس الذين يقرأون الكتب حول الطاولات الكبيرة ويتكلمون ويتكلمون ويتكلمون ويأكلون ويأكلون ويأكلون
    Haftalık çalışma grupları var burada öğretmenler bir araya gelip iyi giden şeyler hakkında konuşurlar. TED ولديهم اجتماعات دراسية أسبوعية، بحيث يجتمعون معا ويتحدثون عن أفضل طرق العمل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more