Konut yöneticimle konuşuyordum, ve o bir havuz temizleme elemanı arıyor. | Open Subtitles | لقد كنت أتحدث مع مدير الشقة وهو يبحث عن فتى للمسبح |
Telefonda annemle konuşuyordum ve suratında beliren şaşkınlık kesinlikle paha biçilemezdi. | TED | كنت أتحدث عبر الهاتف مع أمي والفضول الذي اعترى وجهها كان لا يقدر بثمن. |
Bu sabah Christy Minstrels hakkında konuşuyordum ve şimdi Julie Chirstie burada. | Open Subtitles | كنت أتحدث عن كريستي منستريلس هذا الصباح و الآن لدينا جولي كريستي هنا. |
- Oh, Amanda,bu sabah psikologumla konuşuyordum ve, o senin bunları uydurduğunu söyledi. | Open Subtitles | - أوه، أماندا، أنا كُنْتُ أَتكلّمُ مع ي أَنكمشُ هذا الصباحِ، وهي قالتْ بأنّك كُنْتَ تُسلّطُ. |
Buranın yerlisi olan kişilerle konuşuyordum ve kasabalarına böyle bir organizasyon geldiği için çok mutluydular. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَتكلّمُ مع الناسِ المحليّينِ في هذه الأماكنِ , وهم كَانوا سعداء جداً للحُصُول على إِسْتِمْرار الشيءِ في قريتِهم. |
Bir arkadaşımla konuşuyordum ve bana dediğine göre siz bir şekilde | Open Subtitles | وقد كنتُ أتحدث إلى أحد أصدقائي وقد قال انكم تستطيعون إيجاد الهواتف على الفور |
Mesela, Londra'da birisiyle konuşuyordum ve şöyle birşey oldu | Open Subtitles | على سبيل المثال كنت في لندن أتحدث إلى شخص ما وكان ما يشبه |
Hey, sesçi elemanla konuşuyordum ve dediğine göre karaoke şeysi varmış. - Olur, yapalım. | Open Subtitles | كنت أتحدث مع مهندس الصوت و قال أن لديه آله كاريوكي |
Geçenlerde Dr. Inman'la konuşuyordum, ve dedi ki bir ay içinde hidrofonik takımı bizlere çilek sunacakmış. | Open Subtitles | كنت أتحدث الى الدكتور إينمان وهى قالت فريق الزارعة المائية سوف يحصل لنا على الفراولة بعد شهر تقريباً |
Çünkü oradaki insanlarla konuşuyordum ve az bir ihtimal de olsa, küçük bir fırsat, bir şans-- | Open Subtitles | لأني كنت أتحدث الى هؤلاء الناس هناك و هناك فرصة، فرصة ضئيلة و لكن فرصة |
Evet, Jonah ile konuşuyordum ve zamanında aynı şeyleri yaşadığını ve bu kitabın yardımcı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | نعم، كنت أتحدث إلى يونان، وقال إنه ذهب خلال نفس الشيء مرة واحدة، وهذا ساعد حقا. |
Evlat edinme başvurum için sosyal hizmetler görevlisi ile konuşuyordum ve arkadaşlarımdan iyi bir anne olacağıma dair tavsiye mektupları almalıyım. | Open Subtitles | كنت أتحدث مع الجمعيات بخصوص استمارة التبني التي أتقدم بها وعليّ أن أحصل على خطابات |
Warren Buffet'in bankacısıyla konuşuyordum, ve bana çocuklarıma kendi ödeneklerinden hata yapmalarına izin vermediğim için söyleniyordu. | TED | كنت أتحدث إلى مصرفي "وارن بافت"، وكانوا يؤنّبنني لعدم السماح للأطفالي بإرتكاب أخطاء بمصروفهم اليومي. |
Onlardan bir tanesiyle konuşuyordum. ve bu kolu gerçekten çok seviyordu. O bir plastikten çok çok daha iyi, çok çok daha iyi. Fakat bu odada kimse yok ki bunlardan bir tanesine sahip olmayı tercih etsin. | TED | كنت أتحدث مع أحدهم، وكان معجب جداً بهذه الذراع الاصطناعية، إنها أفضل بدرجة كبيرة من مجرد عصا بلاستيكية في طرفها كلاب. لكن لا يوجد أي شخص في هذه القاعة يفضل الحصول عليها عوضاً عن الذراع الطبيعية. |
O adamla konuşuyordum, ve benim aptal arkadaşım Skylark gelip o takma kalçalarıyla bir kıç atıp beni yerimden etti. | Open Subtitles | لذا أنا أتحدث إلى هذا الرجل وصديقي غبي سكايلر يأتي أكثر والورك يتحقق لي الطريق مع يزرع بعقب لها. |