Evine gidince de, pencerenin önünde sevişmemiz konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | لكن، في منزله أصر . على أن نتداعب أمام النّافذة |
Dinle. Georges bunun gizli kalması konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | ولكن اسمع, جورج أصر على إبقاء الأم هادئًا |
Tamamen ihtiyat içerisinde olma konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | لقد أصر العميل على كامل السلطة التقديرية |
İngiliz Havacılk Kurumu, ödemeler yapıldığı ancak bunların rüşvet olmadığı konusunda ısrar etti.. | Open Subtitles | شركة الصناعات العسكرية البريطانية اعترفت بأنها دفعت أموالاً ولكنها أصرت على أنها لم تكن رشاوى |
Majesteleri, sarfettiğiniz efor için siz ödüllendirme konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | ولكن جلالتها أصرّت على مكافأتك نظير مجهوداتك مكافأة ؟ |
Onunla gitmem ve dünyanın ümitsiz bir vaka olduğu konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | وأصر على أن أترك ذلك وأغادر معه لأن الأرض كانت قضية خاسرة |
Kızının yıldızlara yakın bir yerde doğacağı konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | لقد أصرت أن تولد ابنتها بالقرب من النجوم |
Çocuğun annesi aradı Bay Cutler. Michael'in babasıyla kalması konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | والدة الفتي اتصلت يا سيد (كتلر) ، لقد أصرت علي أن (مايكل) يرحل مع والده |
Mahkumlara çok sayıda gardiyan verilmesi konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | اصر على عدد كبير من الحراس بالنسبة للسجناء |
Törende olma konusunda ısrar etti tabii ki. | Open Subtitles | بطبيعة الحال، أصر على أن تكون في حفل الافتتاح. |
Sonra da la Sorbonne'ye katılmak için Paris'te kalmam konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | ثم أصر على بقيت في باريس لحضور السوربون، |
Baban kalitesiz boya kullanmam konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | أباك أصر على استخدام دهان رديء |
Bob törenin bir provasını yapmak konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | حسناً, لقد أصر بوب على أن تتخيل المراسم |
Decker oğluyla her gün konuşma konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | لقد أصر ديكر على التحدث مع ابنه كل يوم |
Onların farklı ticari taksiler olduğunu anlatmaya çalıştım, ve o da, "o zaman neden hepsini aynı adam sürüyor" dedi ve gitmek konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | حاولت أن أشرح لها أن هذه سيارات أجرة مختلفة "فقالت "لماذا إذن يقودها نفس الرجل؟ و أصرت على الرحيل |
Aslında araştırması için Murray'ye gönderecektim ama büyükannen önce senin okuman konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | لكن جدتك أصرت على أن تريها أولاً. |
Ortak iş yapmaya başladığımızda, kendisine öyle hitap etmem konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | أصرّت على ذلك بعد أن دخلنا عملا سويا |
Georgia'ya geri dönüceğimi söylediğim zaman , emlakçımız olmak konusunda ısrar etti . | Open Subtitles | أصرّت على أن تكون سمسارتنا العقارية |
- Bir kaç kez geldi, iyi bir iş yaptığı konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | -جاء إلى هنا بضع مرات ، وأصر على أنه أبلى بلاء حسناً |
Sayın Başkan Yardımcısı, Başkan Roslin gelmeniz konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | .السيد نائب الرئيسة , لقد أصرت الرئيسة على أخذك لهذه الجولة |
Maw Maw en iyi arkadaşımın yanıbaşında işe başlamam konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | ماو ماو) أصرت) أن أقبل وظيفة هنا بجانب من صديقتي المفضلة الجديدة |
Gelinim, dikkatli olmam konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | كنتي أصرت علي أن أكون حذراً |
Mahkumlara çok yüksek derecede gardiyan konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | اصر على عدد كبير من الحراس بالنسبه للسجناء |