Sanırım her ikisi de. Bence kimse korkularıyla ve şüpheleriyle baş başa kalmamalı. | Open Subtitles | أعتقد أن الأمران معاً لا ينبغي لأحد أن يكون وحيداً مع مخاوفه وشكوكه |
Bu arada et paketleme bölgesinde korkan başka bir erkek korkularıyla yüzleşmeye hazırlanıyordu. | Open Subtitles | ووسط المدينة، في منطقة تعليب اللحوم... ... رجل آخر بالرعب تستعد لمواجهة مخاوفه. |
Onların korkularıyla yüzleşmelerini ve sonunda yücelmelerini sağladın. | Open Subtitles | وساعدتهم على مواجهة مخاوفهم و أخيرا الإرتقاء |
korkularıyla yalnız başlarına yüzleşmek zorunda kalmayacakları... | Open Subtitles | مستقبل . . حيث لا يضطرون لمواجهة مخاوفهم وحدهم |
Sırf seni seviyor diye en büyük korkularıyla yüzleşti. | Open Subtitles | لقد واجهت أعظم مخاوفها كل ذلك لإنها أحبّتك |
Bebekken ona uyku eğitimi vermediğimiz için hiçbir zaman korkularıyla yüzleşmedi. | Open Subtitles | لم ندربه على النوم أبداً وهو طفل لذلك لم يواجه أيه مخاوف بمفرده |
Gerçek bir erkek korkularıyla yüzleşir. | Open Subtitles | ولكن الرجل الحقيقي... يعترف بمخاوفه... |
Senin korkularıyla yetinmen gerekecek. Seni asla sevmeyecekler. | Open Subtitles | سيكون عليكِ أنْ تكتفي بخوفهم منكِ فهم لن يحبّوكِ أبداً |
korkularıyla kraşı karşıya kalıyor ve korkacak hiçbirşey olmadığını anlıyor. | Open Subtitles | ليواجه كل مخاوفه و ليدرك انه ليس هناك ما يدعو للخوف. |
korkularıyla yüzleşene kadar dışarı çıkmasına müsaade etmedi. | Open Subtitles | لقد رفض أن يتركه يخرج قبل أن يواجه مخاوفه |
Kendisini korkularıyla yüzleşmeye zorlamış ve onunla savaşacak gücü bulmuş. | Open Subtitles | قال إنه بإرغام نفسه على مواجهة مخاوفه الرجعية فلقد اكتسب القوة ليتخلص منها |
Biri en ilkel korkularıyla her karşılaştığı zaman, ...en temel inançlarına sarılıyorlar. | Open Subtitles | في كل مرة، يواجه أحد ما مخاوفه العظمى يعود لإيمانه الأساسي |
Bir erkek, er ya da geç, korkularıyla yüzleşmelidir. | Open Subtitles | عاجلا أم آجلا على الشخص أن يواجه مخاوفه |
Gerçekte... kim olduklarıyla ilgili korkularıyla yüzleşebiliyor? | Open Subtitles | واجهوا.. مخاوفهم الحقيقيّة بشأن مكنوناتهم الحقيقيّة؟ |
Ama fark, Çuvava askerlerinin korkularıyla yüzleşecek cesaretleri olmasıdır. | Open Subtitles | الفرق هو ، ان محاربي التشيواوا لديهم الشجاعة لمواجهة مخاوفهم. |
Böylece çocuklar, en karanlık korkularıyla güven içinde yüzleşebilirler. | Open Subtitles | وهي أن يتسنى للأطفال مجابهة أحلك مخاوفهم بأمان. |
Düşündün ki; "İşte eşime korkularıyla yüzleşmesine yardım edebileceğim bir fırsat!" | Open Subtitles | فقلت "هذه هي الفرصة لعلاج زوجتي "للمساعدتها على مواجهة مخاوفها |
Demek korkularıyla böyle yüzleşiyor. | Open Subtitles | هكذا تواجه مخاوفها |
- korkularıyla alay mı ederdiniz? | Open Subtitles | -لتسخر من مخاوفها ؟ |
Gerçek de olsa, hayali de olsa, insanların en beter korkularıyla ilgileniyoruz. | Open Subtitles | نتعاملُ مع أسوءِ مخاوف الناس سواء كانت حقيقة أو خيالية |
Noel hediyelerini kurcalamak, ebeveynlerin korkularıyla oynamak yani. | Open Subtitles | أن نلهو بهدايا عيد الميلاد و أن نستغلّ مخاوف الآباء. |
Ben ona korkularıyla izlemek için gidiyorum. | Open Subtitles | سأتعقبه بمخاوفه |