Onu bile korkutan bir şey üzerinde. | Open Subtitles | الأمر الذي يخيفها هي ايضاً |
Nicole ne demişti içinde bir şey vardı onu, korkutan bir şey? | Open Subtitles | ما قالته (نيكول) إنّ في داخلك شيئاً يخيفها |
Mahzenden geri dönerken beni o kadar korkutan bir şey gördüm ki kendimi buraya kilitledim, kasıtlı olarak. | Open Subtitles | و أثناء عودتي إلى غرفة النوم رأيت شيئاً أخافني بشدة و أغلقت الباب على نفسي في الملجأ |
- Beni korkutan bir tek adam vardı. | Open Subtitles | كلا، رجل واحد فقط من أخافني يوما. |
Orada onları gerçekten çok korkutan bir şey oldu. | Open Subtitles | شيء ما حدث أفزعهم بدرجة مهولة |
Mar-Beth'in gidişinde onları korkutan bir şey var. | Open Subtitles | شىء ما عن مغادره"ماربيث" أفزعهم |
Beni korkutan bir şey. | Open Subtitles | شيءٌ ما أخافني |