Açıklayabileceğimden emin değilim. Bu olasılığın beni korkuttuğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لست واثقة أني أستطيع أن أفسر لك بغير القول إن الفكرة تخيفني |
Beni yanında çalıştığım insanlardan daha fazla korkuttuğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظنّ أنّكَ تخيفني أكثر من الذين أعمل معهم؟ |
Beni Brick'ten daha çok korkuttuğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنك تخيفني أكثر من الطوب يفعل؟ |
Beni korkuttuğunu söylerdim ama laf anlatamadım. | Open Subtitles | اخبرتها ان هذا يخيفني لكن لايمكنك اقناعها فهمت قصدي؟ |
Beni ne kadar korkuttuğunu bilemezsin. | Open Subtitles | أنا في نفس وضعك أتعلمين أن هذا يخيفني للغاية أنا أيضاً |
Buna katlanamam. Beni korkuttuğunu sanıyor. | Open Subtitles | أنا لن أتحمل هذا اعتقد هذا يخيفني |
Dün Kelly'i Cannery'de gördüğünü ve çok korkuttuğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقول الناس بأنكَ رأيتَ (كيلي) بالحانة يوم البارحة و قد أفزعتها بشدّة |
Bazen hala beni korkuttuğunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أحيانا تخيفني ، أتعرف ذلك ؟ |
Church'ü ele vermeyeceğim. Beni ondan çok korkuttuğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | لن أنقلب على (تشارتش)، أتحسب أنّك تخيفني أكثر منه؟ |
Church'ü ele vermeyeceğim. Beni ondan çok korkuttuğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | لن أنقلب على (تشارتش)، أتحسب أنّك تخيفني أكثر منه؟ |
Tom, bunu yaptığında beni korkuttuğunu biliyorsun. | Open Subtitles | توم), تعلمُ أنك تخيفني) عندما تفعل ذلك |
Beni ne kadar korkuttuğunu anlatamam. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع إخبارك كم يخيفني. |
- Seninle ilgili her şeyin beni korkuttuğunu düşünmeye başladım. | Open Subtitles | أنا بدات أدرك إن كل شيء عنكِ يخيفني |
Bizi düşündüğümde neyin beni korkuttuğunu sanırm biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعرف ما يخيفني عنا. |
Beni neyin daha da çok korkuttuğunu biliyor musun? | Open Subtitles | و أتعلم ما الذي يخيفني أكثر؟ |
Beni en çok neyin korkuttuğunu biliyorsun, Wall. | Open Subtitles | بالطبع, أتعلم أكثر ما يخيفني يا (وال)؟ |
Bunun onu ne kadar korkuttuğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم إلى أي حد أفزعتها. |