İnsanlar, ilave şekerlerin yarısını bu içeceklerden ve abur cuburdan alıyor, o nedenle şeker yalnızca görünürde saklanıyormuş gibi gelebilir, fakat şahit koruma programındaki kişi gibi, diğer yarısı en az şüpheleneceğiniz yerlerde saklanıyor. | TED | يحصل الناس على نصف السكر الفائض لديهم من هذه المشروبات والحلويات، لذا قد يبدو أن السكر يختبئ في العلن، لكنه وكشخص في برنامج حماية الشهود، فالنصف الآخر مخبأٌ في أكثر المناطق التي لا تتوقعها. |
Tamam çocuklar, sizi ve ailelerinizi önümüzdeki 2 hafta boyunca tanık koruma programındaki güvenli evlere yerleştireceğiz. | Open Subtitles | حسناً سنضعكم أيها الرفاق وعائلاتكم في برنامج حماية الشهود |
Zogu'nun tanık koruma programındaki metresiyle bir hayat mı kurayım? | Open Subtitles | (و ماذا ؟ استقر مع عشيقة (زوغو في برنامج حماية الشهود ؟ |
Ünlü olması için onu, insanların Erik Estrada'ya meydan okuduğu bir programa çıkardım ama ünlü olmak yerine o psikopat gibi göründü ve daha da kötüsü, Darnell'in sanık koruma programındaki maskesini düşürdüm ki bu da bir üyesi dışında tüm ailenin taşınmak zorunda kalması demekti. | Open Subtitles | لذا أعطيتها فرصة أُخرى لتكون مشهورة في برنامج ألعاب حيث الناس يواجهون (إيرك إيسترادا) لأي شيء وبدلاً من أن تكون مشهورة، بدت مُرعِبة وأسوء أيضاً، فأنا حطّمت غِطاء حماية (دارنيل) في برنامج حماية الشاهد مما يعني إن على جميع العائلة أن ترحل، ماعدا واحد |