Güzel olacak. Hiç merak etme. koskoca ada bizim sayılır. | Open Subtitles | ربما سنفعل فلا تقلقي بهذا لدينا الجزيرة بأكملها |
Kolonici ufak bir grup koskoca ulu İngiliz İmparatorluğu'na karşı. | Open Subtitles | قوة صغيرة من المُستوطنات ضد الإمبراطورية البريطانية بأكملها |
Önünde koskoca bir hayat... elinde reset tuşuna basma şansı. | Open Subtitles | حياة بأكملها أمامك بفرصة أن تضغط زر إعادة التشغيل |
Kimse bana öyle ağır laflar edemez. koskoca adamım. | Open Subtitles | لا يجب ان تتكلم معي بهذه الطريقه يا رجل انا رجل ناضج |
koskoca bir adamdan bahsediyoruz, üstelik müşterinin Mercedes'iyle peşimden geldiğini itiraf etti. | Open Subtitles | انا اتكلم عن رجل ناضج و الذي اعترف انه كان يصف سيارة المرسيدس الذي لاحقني بها |
Ama bu sefer iki haftalığına geliyor. koskoca iki hafta, yaşasın! | Open Subtitles | لكنه هذه المره قادم لاسبوعين اسبوعين كاملين هذا يعنى نعم |
koskoca bir adam, oğlunu kurtardığınız için boynunuza sarılır. | Open Subtitles | رجل راشد ينبع كالصنبور لأنك أنقذت إبنه |
Önünde koskoca bir hayat olan genç bir kızı kurtaracaksınız. | Open Subtitles | الجدوى هو إنقاذ فتاة تنتظرها حياة بأكملها أمامها |
koskoca bir şehrin sırf kordon yüzünden işleri aksayacak değil. | Open Subtitles | لا يُمكن أن تتوقّف المدينة بأكملها عن الحركة بسبب الحاجز الوقائيّ. |
Bu adamlar koskoca bir ülkenin oylarını lehime değiştiremezlerdi ama küçücük bir eyaletinkini... | Open Subtitles | وبينا يعجز الرجال هنا عن التأثير في أصوات أمّة بأكملها لكن ولاية تافهة واحدة؟ |
koskoca hayatının yirmi, yirmibeş dakikasında seni hayata bağlayan ipler kopuveriyor. | Open Subtitles | عشرون، خمس وعشرون دقيقة تساوي ...حياتك بأكملها وكل الحبال التي تبقيك عل قيد الحياة قد إهترأت |
Madem FBl onu da soruşturdu, o halde ismini aklamak için bile olsa... neden adı Warren Raporunun koskoca 26 cildinde... hiç yer almıyor? | Open Subtitles | إذا كانوا حققوا معه لماذا لم يذكر أسمه فى تحقيقات المباحث الفيدرالية ولم يذكر أسمه مرة واحدة في 26 مجلد بأكملها من تقرير وارن حتى لو كان لتبرئة ساحته ؟ |
"İçinizdeki Sanatçı" kendine koskoca masa edinmiş. | Open Subtitles | الفنان الباطني يشغل لوحده طاولة بأكملها |
koskoca bir şehri bir anda yok etmiş. | Open Subtitles | لقد بَخّرَت مدينة بأكملها في لمح البصر |
Ben koskoca bir adam olarak bunu yaptım, ve kafamın içinde zonklayıcı--parçalayıcı bir korkuyla sonuçlandı. | TED | حسنا، لقد كنت رجل ناضج و كنت أقوم بكل هذه الأفعال، وهكذا كان شعورا سيئا -- سيطر على تفكيرى الخوف الشديد. |
Hatırlatayım, ben koskoca adamım. | Open Subtitles | و أنا بحاجة لتذكيركِ، أنني رجلٌ ناضج. |
koskoca heriflerin Oprah seyretmesinin ne kadar salak olduğu hakkında Oprah bir şey söylüyor mu acaba? | Open Subtitles | لرجلٍ ناضج أن يشاهد "أوبرا"؟ |
Ve onları koskoca iki gündür görmüyorum. | Open Subtitles | -ولم أرهم لمدة يومين كاملين. |
- İki koskoca ay. | Open Subtitles | . ؟ -شهرين كاملين |
koskoca adam Walker. | Open Subtitles | (إنه فتى راشد (والكر |