Kosova'daki BM'yle geçirdiğim zamandan sonra Londra'ya döndüğüm zaman başladı. | TED | وقد بدأت ، حينما عدت من لندن بعد قضاء مدة عملي مع الأمم المتحدة في كوسوفو. |
Tebrik ederim Bayan Straugh. Kosova'daki çalışmalarınıza hayran kaldım. | Open Subtitles | تهانينا , اّنسة سترو لقد أعجبت بعملك في كوسوفو |
Kosova'daki ortamı neşelendirmiş, değil mi? Küçük bir etnik bahar temizliği yapmış. | Open Subtitles | قام بفعل بعض المجازر في " كوسوفو"، وعنصري، أليس كذلك ؟ |
Kosova'daki Amerikan Üssünden aradılar. | Open Subtitles | القاعده الامريكيه في كوسوفو. |
Harris onu Kosova'daki savaş suçlarıyla ilgili suçlamış. | Open Subtitles | عدا أنّ (هاريس) اتّهمه بارتكاب .(جرائم حرب في (كوسوفو |