İkincisi, Batılıların Kosova'nın bağımsızlığını desteklemesinin uluslararası diplomasi çabalarına daha baştan ket vurması. | TED | والثاني الجهود الدبلوماسية التي كانت هزيلة منذ البداية والتي تم تحجيمها بسبب عدم دعم استقلال كوسوفو |
Fazla karmaşık bir diplomatik sistem ve Kosova'nın geleceği hakkında bir müzakere süreci vardı ve Kosovalılar bunun bir parçası değildi. | TED | كانت هناك تلك المنظومة الدبلوماسية الوهمية، تلك المفاوضات الجارية حول مستقبل كوسوفو التي لم يكن الكوسوفيون جزءا منها. |
Ne cüretle Kosova'nın yasak bölgesine ön camı kırılmış bir otobüs ile girmeye kalkışırsın? | Open Subtitles | لماذا دخلت إقليم كوسوفو والزجاج الأمامي لسيارتك مكسور؟ |
Kosova'nın geleceği hakkında diplomatik müzakereler yapılıyordu o zamanlar ve bırakın Kosova halkını, Kosova hükümeti de bu görüşmelere gerçekten katılamıyordu. | TED | كانت مفاوضات ديبلوماسية حول مستقبل كوسوفو تجري آنذاك، وكانت الحكومة الكوسوفية قد تخلت عن الكوسوفين لم يكونوا في الواقع من المشاركين في هذه المفاوضات. |
Bağımsız Diplomat, birbiri ardına üç Kosova başbakanına ve Kosova'nın pek çok partiden oluşan anlaşma takımına tavsiye verdi. | TED | انتهى الديبلوماسي المستقل ، إلى تقديم الاستشارات إلى 3 رؤساء وزراء متعاقبين في كوسوفو و لجنة المفاوضات متعددة الأطراف في كوسوفو. |
Kosova'nın kilidini açtım, yavrularım! | Open Subtitles | لقد فتحت للتو كوسوفو يا عاهرات |