- Kendi kuyruklarını kovalayan polislerin meselesi. - Buna kızıyorum! | Open Subtitles | انها مسألة ان البوليس يطارد ذيله أنا مستاء من قولك |
Şuradaki pisliğin içinde vagonu kovalayan köpek mi? Benimdi o. | Open Subtitles | ذلك الكلب الذى كان يطارد العربة المغطاة فى خط المجارى,هذا كان إعلاني. |
Bu da, çantasını çalan adamı kovalayan bir kadın. | Open Subtitles | و هذه إمرأة تطارد الرجل الذى سرق حافظتها |
Daha önce topları benim kadar hevesli kovalayan birini görmediklerini söylediler. | Open Subtitles | قالوا إنهم لم يسبق وأن رأوا أحداً يلاحق الكرات بذلك النشاط |
Pam. Seni kovalayan adam eyalet polisinin aradığı adam olabilir. | Open Subtitles | بام , الرجل الذى كان يُطاردك . يمكن أن يكون نفس الشخص الذى تبحث عنه الشُرطة الأن |
Uzun zaman önce Kızıl Boğa onları kovalayarak yolun altına sürdü onların arkalarından kovalayan Kızıl Boğa, ayak izlerini de sildi. | Open Subtitles | لقد عَبروا أسفل كُلّ الطرق منذ عهد بعيد، وجريَ (الثورَ الأحمرَ)ْ خلفهم وغَطّى آثارَهم |
Suçluları kovalayan bir polis de otobüsü basıp silahını ona doğrultuyor. | Open Subtitles | الشرطي الذي كان يطارد اللصوصَ صعد اليه واشهر المسدس |
Aquaman ya da Spider Man gibi ama bunlar kötüleri kovalayan FBI ajanlarıyla ilgiliydi. | Open Subtitles | كما تعلم, مثل رجل الماء أو الرجل العنكبوت ما عدا أن هذه القصة كان بطلها رجل المباحث الفدرالية وهو يطارد الأشرار |
Tatilde, hızlı çitayı kovalayan bir çita gibiyimdir. | Open Subtitles | في أيام العطل، أنني أكون مثل الفهد الذي يطارد فهد سريع. |
Kendi kıçını kovalayan birinden aşk tavsiyesi mi alıyorum? | Open Subtitles | هل علي أن أخذ نصيحه من شخص يطارد ذيله؟ |
Silahı ve kırbacıyla eski tapınaklarda kötü adamları kovalayan bir halde. | Open Subtitles | مع سوط ومسدس، تطارد الأشرار خلال معبد قديم |
-Ama değilmişsin. -Sen ne diyorsun. Parkta kendini kovalayan sen değildin. | Open Subtitles | أخبرني عن ذلك لم يكن من المناسب أن تطارد نفسك في الحديقة |
Şu sürekli Roadrunner'ı kovalayan şey. | Open Subtitles | كان تلك الشخصية التي تطارد الطائر السريع |
- dişçileri kovalayan bir serseriydi. - Dikkatli ol. | Open Subtitles | كان يلاحق أطباء الأسنان من أجل عدة دولارات |
Teksas'ta, Claire'i kovalayan adam. | Open Subtitles | حسنا، ربما ذلك الشخص الذي كان يلاحق كلير في تكساس |
Seni kovalayan benim. Canavar benim. | Open Subtitles | أنا الرجل الذي يُطاردك أنا ذلك الرئيس |
"Uzun zaman önce Kızıl Boğa onları kovalayarak yolun altına sürdü..." "...onların arkalarından kovalayan Kızıl Boğa, ayak izlerini de sildi." | Open Subtitles | لقد عَبروا أسفل كُلّ الطرق منذ عهد بعيد، وجريَ (الثورَ الأحمرَ)ْ خلفهم وغَطّى آثارَهم |
Sizi kovalayan adamı gören adamı tanımaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | إننا نحاول التعرف على الرجل... الذي بإمكانه التعرف على الرجل الذي طاردك. |
Beni kovalayan adamın canıma kastı var da. | Open Subtitles | الذي يلاحقنا يحاول قتلي. لذا, شكراً |
Herhâlde onu kovalayan kişi yoldan attı. | Open Subtitles | ربّما قد تسبب من كان يطارده بإخراجه من الطريق. |
Belki de kovalayan biz olmalıyızdır. | Open Subtitles | ربما وجب علينا نحن من يقوم بالمطاردة. |
Eminim seni kovalayan polislerin durumları iyidir. | Open Subtitles | أوقن أن الشرطيين الذين طاردوك بخير. |
Kabul edersen, Ben; artık bir kovalayan olabilirsin.. Ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | قل قرارك يا (بن)، يمكنك أن تكون أنت من يقوم بالمطاردة، ما رأيك؟ |