Rick'e kovulduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبري ريك بأنه مطرود أنتي ستكوني المسؤولة عن دعايتي |
Hayır ama onu bulduğunuzda kovulduğunu söyleyin. | Open Subtitles | لا، لكن لو وجدته فأخبره أنّه مطرود |
O sana öğretmenlikten kovulduğunu söyledi mi, birisi ikinizi beraber birisi gördü diye hemde? | Open Subtitles | هل أخبرتك بانها طُردت من وظيفة التدريس لأن احدهم رأكما معاً؟ |
kovulduğunu duyunca neler olacağını düşünmek bile istemiyorum. | Open Subtitles | أكره أن أفكر فيما سيحدث إذا وجدت نفسها مطرودة |
Ama yanlışlıkla başarısız olmazsan, kovulduğunu bil. | Open Subtitles | ولكن فى الحالة الغير متوقعة بأن تفشل فشلا ذريعا أنت مفصول |
Üniversiteden meteor teorilerin yüzünden kovulduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنك طردت من الجامعة بالعاصمة بسبب نظرياتك عن النيازك |
Kovuldu, derken gerçekten kovulduğunu mu kastediyorsun? | Open Subtitles | الآن ... الآن عندما قلتى مطرود أتعنين أنه مطرود ؟ |
Çıkın dışarı ve yaşlı adamınıza kovulduğunu söyleyin. | Open Subtitles | اخرجو واخبرو والدكم العجوز انه مطرود |
Bunu söylerken kovulduğunu kastetmiştim. Evet şey, bunun olacağını tahmin ediyordum. | Open Subtitles | كنت أقصد بقولي أنك مطرود - أجل، كان عليّ توقع ذلك - |
Bir kızın benim yüzünden kovulduğunu bile bile orada çalışamam. | Open Subtitles | لا يمكنني العمل مدركاً أن فتاة طُردت بسببي |
Siz söyleyene kadar da kovulduğunu bilmiyordum. Şimdi de... | Open Subtitles | لمْ أكن أعرف أنّها طُردت حتى أخبرتمانا، والآن هي... |
Haftalar önce kovulduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا أنها طُردت منذ أسابيع |
İyileşip işe dönecekken kovulduğunu öğrendin. | Open Subtitles | تستعدين للرجوع للعمل ثم تعلمين بأنكِ مطرودة. |
Bu arada, tembel meslektaşın Max'i görürsen, ona kovulduğunu söyle. | Open Subtitles | بالمناسبة .. إذا رأيتِ زميلتك الكسولة (ماكس) أخبريها أنها مطرودة |
Ona kovulduğunu, ve geri gelmemesini söylüyordu. | Open Subtitles | وأخبرته أنّه مفصول عن العمل ولا يجب أن يعود للعمل |
Yani o gece bir otelde kaldın ve sonunda karına kovulduğunu söyledin. | Open Subtitles | بقيت تلك الليلة بالفندق وهذا بعد ما قلت أخيراً لزوجتك أنك طردت من الشركة |
Gey olduğu için kovulduğunu iddia ediyordu. | Open Subtitles | لقد أدعى بأنه طُرد من العمل لأنه كان شاذاً |
Ve bana ofisteki herkesle sikiştiğin için kovulduğunu söyledi. | Open Subtitles | لأنك لهوتُ مع جميع من في المكتب |
Fitzhugh'un sekreteri Patsy'ye Dr. Masters'ın kovulduğunu söylemiş. | Open Subtitles | سكرتيرة فيتزيو هي التي أخبرت باتسي وقالت لي أنّ الدكتور ماسترز فُصل من العمل. |
Hyeon Jae'nin onu dışladığını ve atletik takımından kovulduğunu duydum. | Open Subtitles | . سمعت إنه دفع من يوون جاي و إنه طرد من الفريق الرياضي |
- Ne oldu? - Babam aradı ve kovulduğunu söyledi. | Open Subtitles | أبى ، حادثنى منذ قليل ، و تم طرده |
Brian'ın şu depodaki olay yüzünden kovulduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتيني بأن برايات تعرض للطرد بسبب موضوع المستودع |
kovulduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | قلت بأنه تم طردك |
Hayır ama onu bulduğunuzda kovulduğunu söyleyin. | Open Subtitles | لا، لكن إذا تَجِدُه، يُخبرُه هو مطرودُ. |
Artık rozetin arkasına saklanamazsın. kovulduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تختبئ خلف شارتك بعد الان نحن نعرف انه تم فصلك |
- kovulduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنك تعرضت للطرد. |