| East Coast'a karşı West Coast olayına noktayı koyan ben oldum. | Open Subtitles | انا من وضع حدا لهذه كان الساحل الشرقي مقابل الساحل الغربي. |
| Meyve kokteyline vodka koyan ben değilim ama kesinlikle şikayet de etmiyorum. | Open Subtitles | انا لست من وضع الفودكا في العصير لكنني لا أشتكي من الامر |
| Ama işin aslı, Baxter'ı o silahın önüne koyan sendin. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة هي، أنتِ من وضع باكستر أمام ذاك السلاح. |
| Bana dokununca, Şükran Günü'nde elini dizime koyan amcalar dokunuyor zannediyorum artık. | Open Subtitles | لمساته الآن تشعرني وكأنه عمٌ غريب يضع يده على ركبتي في عيدالشكر. |
| İnsanları tanrıların önüne koyan bu adamı tutuklayın. | Open Subtitles | اقبضوا على هذا الرجل الذي يضع الرجال قبل الآلهة |
| Hayatta kaldığına dair söylentiler dolaşıyormuş başına ödül koyan, babasının düşmanlarından saklanıyormuş. | Open Subtitles | كان هنالك شائعات تقول بأنها نجت وكانت تختبأ من أعداء أبيها الذين وضعوا سعر لمن يجلب رأسها |
| Ama bu çocuklar şimdi trenlerin üstüne kabak parçaları koyan çocuklardır. | TED | لكن أولئك الأطفال هم أطفال يضعون بقع اليقطين على القطارات. |
| Sanki, doğayla aramıza mümkün olabildiğince fazla mesafe koyan bir statükoyu, bu gerçekliği yok sayarak, yaratıp kabul etmişiz. | TED | كأنّنا أنشأنا وتقبّلنا مسلكنا نحو وضع راهن يفرّقنا عن الطبيعة بأكبر قدر إنساني ممكن، وقمنا بإنكار حدوثه. |
| Teknene parayı koyan bendim, Alan. | Open Subtitles | انا الذي كنت من وضع النقود في قاربك,الان |
| Pis herif olan o adam. Bizi buraya koyan. Bunu hatırla. | Open Subtitles | انه وغد يا آني الرجل الذي وضع القنبله تذكري هذا |
| Kahretsin! Yitirdiğimiz silahı uçağa koyan adam. | Open Subtitles | اللعنة ، الذي فقدناه تواً هو من دبر وضع المسدس بالطائرة |
| Büro, adamımı morguna koyan kişinin ben olduğuma inanıyor. | Open Subtitles | المكتب يعتقد أن الجاسوس الذي وضع أحد رجالي على طاولتك هو أنا |
| - Ben, birlikte olduğumuz zamanlara limit koyan Kirk değildi. | Open Subtitles | لك يكن كيرك هو الذي وضع حدوداُ للوقت الذي نمضيه معاً |
| Hesap makinemi jölenin içine koyan kim? | Open Subtitles | من وضع الآلة الحاسبة الخاصة بي في الجلي؟ |
| Dün otobüse bomba koyan adam için öyle değil. | Open Subtitles | ليس بالنسبة للرجل الذى وضع القنبلة على الحافلة بالامس |
| Yaptığımız her şeye vergi koyan sinir bozucu pisliğin tekidir. | Open Subtitles | إنه لقيط مزجع يضع الضرائب على كل شيء نفعله |
| Öncelikle, şunu söylememe izin verin. Skeçlere bir kadını koyan ilk palyaço bendim. | Open Subtitles | كنت أول رجل يضع امرأة في فقرة من برنامجه |
| Biliyorum, bu sözler Jordan Collier i çağrıştırıyor ve o şifacı ellerini hastaların vücuduna koyan? | Open Subtitles | أعلم أن هذا يشبه جوردان كولير و ذلك الذي يشفي من يضع يديه عليه |
| Belki de şu ayna şeyini koyan kişilere aitti. | Open Subtitles | أعتقد أنها تخص نفس الأشخاص الذين وضعوا تلك المرآة |
| Sen kendini benim yerime koyan biri gibi görünmüyorsun şu an. | Open Subtitles | أنتَ لا ترى الرجال الذين يضعون أنفسهم في نفس حالتي |
| Ölmüş insanların fotoğraflarını çekip internete koyan her deliden ilham alırım. | Open Subtitles | تلهمني أي الجوز التي يأخذ صورا من القتلى ويضعها على الانترنت. |
| Beni ev hapsine koyan senin elemandı. | Open Subtitles | أليس فتاك هو الذي وضعني في الإقامة الجبرية |
| O zaman onu bilgisayarıma koyan kişi beni suçlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | اذا ايا كان من وضعه في جهازي يحاول ان يورطني |
| Hapis cezasını bitirdikten sonra Charles Luciano suç dünyasında başarılı olmayı kafasına koyan özgür bir adamdı. | Open Subtitles | بعد أن قضى مدة عقوبته في السجن أصبح ( تشارلي لوتشيانو) رجُلاً حُرًا وأصبح عازِمًا على إيجاد طريقة أفضل لتحقيق النجاح في الجريمة |
| Ve bu pislikleri yayına koyan kanala da yazıklar olsun. | Open Subtitles | عار على شبكة التلفزيون التي تضع هذه التفاهات على الهواء |