Bak şimdi, Hepsini buraya koyuyorum biraz şundan ve biraz da şundan. | Open Subtitles | أترى سأضع كل هذا هنا و سأضيف هذا و القليل من هذا |
Oyuncakları görüyor musun? Tamam, bunu buraya koyuyorum ve bunu da sana veriyorum. | TED | هل ترى هذه الألعاب؟ سأضع واحدة هناك، وسأعطيك هذه. |
Hep sana karşı oynadığımı söylemiştin ama bu sefer her şeyimi ortaya koyuyorum. | Open Subtitles | لقد قلت اني دائما أراهن ضدك لكن هذه المرة , انا معك تماما |
- Zar sizde Bay Morrison. - Pekala, 3.000 $ koyuyorum. | Open Subtitles | رهانك سيد موريسون حسنا, سأراهن ب 3000 دولار |
Yine de montumu üzerine koyup geri alıyor ve tekrar koyuyorum. | Open Subtitles | بالرغم من اني اضع معطفي عليه ثم ارفعه ثم اضعه مجددا |
Eğer kimse gazeteyi istemiyorsa, masanın üzerine koyuyorum. | Open Subtitles | إذا كان لا أحد يريد هذه الصحيفة, سأضعها على الطاولة |
Sadece dalga geçiyordum. Oh be. O sosyetik pisliğin üzerine 50 papel koyuyorum. | Open Subtitles | انا امازحك فقط اراهن بـ50 دولار على ذلك المثقف الأحمق |
Hey hey, uzağa koyuyorum. | Open Subtitles | ـ إنك تصوب السلاح نحوي. ـ حسناً، سأضعه جانباً |
Bunu buraya koyuyorum, ve bunu kaynaktan uzaklaştırdığımda spirali görebiliyorsunuz. | TED | سأضع هذا هنا، وأثناء ابتعادي عن المصدر، ستلاحظون اللولب. |
Yani buraya bir mesafe ölçer, buraya da bir mesafe ölçer koyuyorum ve buradan buraya geri gidiyorm. | TED | إذاً، سأضع شريط القياس هنا، شريط القياس هنا، أحركه إلى الخلف هنا. |
Bu kayıtları su geçirmez muhafazaya koyuyorum, bulunursa bizi izleyenlere bilgi sağlayabilir. | Open Subtitles | سأضع سجل الرحلة فى وعاء محكم لو وجد سيمد من يلحقوننا بمعلومات قيمة |
Bunu olur da kusarsın diye koyuyorum. | Open Subtitles | سأضع تلك العلبة فى حالت انك تريد أن تخرجى ما فى بطنك |
Ben de kamyoncuların mola yerinin arkasındaki yarı-köpek yarı-çakal yaratığın onu parçaladığına $20 koyuyorum. | Open Subtitles | وأنا أراهن بـ 20 دولاراً أنه قطع إرباً بواسطة الذئب المتوحش الذي إعتاد التسكع بالموقف |
Tıbbi ürünler, kağıtlar, yeşil yakıt. Bu bitkinin yapamayacağı hiçbir şey olmadığına paramı koyuyorum. | Open Subtitles | المواد الصيدلانية، الأوراق، الوقود الأخضر أراهن بالمال أنه هذه النبتة تستطيع فعل أي شيء |
Önümüzdeki 400 metre için 100 bin dolar koyuyorum. | Open Subtitles | أراهن بـ 100 ألف دولار على أنّي أستطيع هزيمتكم جميعاً في ربع الميل الأوّل |
500 dolarına 10.000 koyuyorum. | Open Subtitles | سأراهن بـ 10 آلاف دولار مقبل الـ 500 دولار الخاص بك. |
İsmimi bir kenara koyuyorum ve sevdiğim adamın ismini alıyorum. | Open Subtitles | أنا اضع إسمي جانباً .و آخذُ إسم الرجل الذي اُحب |
Buraya gelirsen bu şeyi ezerim. Ayağımın altına koyuyorum. | Open Subtitles | إذا دخلت إلى هنا سوف أحطم الشريحة سأضعها تحت قدمي |
Kartalların oyun kurucusunun elbise giyeceğine 20 dolar koyuyorum! | Open Subtitles | اراهن بـ20 أخرى بأن لاعب "النسور" الخلفي يرتدي زياً نسائياً |
Hiçbir şey söylemeyeceğim. Kasaya koyuyorum. | Open Subtitles | لن أقول أي شيء، سأضعه في البئر |
Eve geldiğinde ise, tekrar yerine koyuyorum. | Open Subtitles | لكن عندما يعود للمنزل أضعها ثانية حيث كانت |
İşte tamam sandeviçini buraya koyuyorum. Senin için burada saklayacağım. | Open Subtitles | سوف نضع شطيرتك فى طريق محايد حسناً, سوف أضعه هنا من أجلك |
Kızım görüyorsun, tencereyi ocağın üzerine koyuyorum. | Open Subtitles | انظري، يا ابنتي، أنا أضع الإنــاء على الموقد. |
-Bunu buralara bir yere koyuyorum. -Farketmez, hala aç değilim. | Open Subtitles | انا ساضع هذه الاشياء هنا لا يهم , مازلت غير جائع |
Sürekli dördüncü pisuvarı kullanıyorsunuz. Ben de sizin için oraya taze kek koyuyorum. | Open Subtitles | لاحظتُ إنّك تستخدم دوماً القوة المبولة لذا وضعتُ كعك طازج هناك لأجلك |
Ölü bir çocuk bulduklarına 500$ koyuyorum... | Open Subtitles | أراهنك على 500 بأنّهم قد وجدوا طفلاً ميتاً |