Şimdi bütün bebekler, Berkley'dekiler bile krakeri sever ve çiğ brokoliyi sevmez. | TED | وكل الصغار حتى في بيركلي، يحبون البسكويت ولا يحبون القرنبيط غير المطهو. |
Arabadayken biraz Triscuit krakeri atıştırdım. Sen de düşünmeliydin. | Open Subtitles | تناولت بعض البسكويت الناشف في السيارة كان عليك تناول القليل منه أيضاً |
Küçük kayakçımıza röntgen sırasında kıpırdamadan durursa ona 100 paket mısır unu krakeri bulacağıma söz verdim. | Open Subtitles | لقد وعدت متزحلقنا على الثلج بأنّه إذا أجرى فحص الأشعة السينية سأجلب له ألف عُبوة من البسكويت المُحلاة |
Altı tane tuzlu krakeri bir dakika olmadan yemeye çalışıyor. | Open Subtitles | يحاول أن يـأكــل ستة مجموعات بسكويت في أقــل من دقيقة |
- Ne oldu ki? Çocuğun biri ciğer ezmesi sürülmüş Ritz krakeri verip adına "kanape" dedi. | Open Subtitles | فتى بسترة بيضاء يأتي و يعطيني بسكويت و كبد مفروم |
Bir krakeri çok fazla çiğnerseniz sakıza dönüşmez mi? | Open Subtitles | ماذا لو كانت المقرمشات قابلة للمضغ كاللبان؟ |
Tamam, sen anaokulundayken tuzlu krakeri mi graham krakerini mi tercih ederdin? | Open Subtitles | حسناً عندما كنت في الروضى البسكويت المملح أم الحلو ؟ |
Yani bazen, krakeri sevmiş brokoliyi sevmemiş gibi davrandı bir bebek ya da başka bir mantıklı insanın yapacağı gibi. | TED | في بعض الأحيان تصرفت وكأنها تحب البسكويت ولا تحب القرنبيط -- تماما كالطفل الصغير أو أى شخص طبيعي. |
Dikkat edilmesi gereken 18 aylık, zar zor yürüyüp konuşan bebeklerin ona eğer kraker seviyorsa krakeri ama brokoli seviyorsa brokoliyi vermesiydi. | TED | والجدير بالملاحظة أن الأطفال بعمر ثمانية عشر شهرا، الذين بالكاد يمكنهم المشي والحديث، كانوا يعطونها البسكويت إذا كانت تحب البسكويت، وكذلك كانوا يعطونها القرنبيط إذا كانت تحب القرنبيط. |
Bir çok pirinç krakeri düşük-kalorili olduğunu iddia ediyor ama yalnızca Fujikawa pirinç krakerleri senin içini çıldırtır. | Open Subtitles | ...العديد من انواع البسكويت يدعى انها منخفضة السعرات الـ لكن فقط بسكويت فوجيكاوا تجعل أعضائك الداخلية تتجنّن |
Mısır unu krakeri bekliyordum aslında. | Open Subtitles | كنت أريد ان أتناول بعض البسكويت |
krakeri sevdiğimi nereden biliyorlar? | Open Subtitles | كيف علموا أنني أحب البسكويت الرقيق؟ |
Sizi ikaz etmeliyim ki, yanlış gelişmiş bir aşk, Noel krakeri gibidir. | Open Subtitles | عليّ أن أحذركما بأن الحب الأهوج مثل بسكويت العيد. |
Hipopotam gibi tadı var. Hayvan krakeri? | Open Subtitles | طعمه يشبه فرس النهر، أتريد بسكويت حيوانات؟ |
Tek ihtiyacım olan graham krakeri, çikolata, lokum, çubuk, ateş... | Open Subtitles | كلّ ما أحتاجه هو: بسكويت غراهم، شوكولا الخطمية، عصيّ، نار... |
Sonra kocaman bir çubuk krakeri paylaştık. | Open Subtitles | وبعدها تشاركنا قطعة بسكويت كبيرة |
Graham krakeri mi dedim? | Open Subtitles | هل ذكرت بسكويت غراهام؟ |
Al bakalım. Bu da krakeri... İşte. | Open Subtitles | ها هى, مع المقرمشات اخدم نفسك |
Bir keresinde Jack Welch kupa finalinde elimdeki krakeri kapmıştı. | Open Subtitles | ضربني (جاك ويلش) بأحد المقرمشات, على يدي أثناء مشاهدة أحد المباريات. |