"krallığından" - Translation from Turkish to Arabic

• مملكة
• مملكتها
• مملكته

Adım intikam. Öç krallığından geliyorum. Yanımda da tecavüzcü ve katil var.
فأنا إلهة الانتقام وقد أرسلتني مملكة الجحيم بصحبة المغتصب والقاتل

Aldatan haberdar, Maymun kralının sopayı cennet krallığından uzağa attığını söyledi.
مدركاً أنه تم خداعه , رمى ملك القرود عصاه بعيداً عن مملكة السماء

Yue krallığından Seo Si, çapkın gülümseyişiyle ve yakışıklılıkta önderdir.
يو سيو سي قامت بتدمير مملكتها بسبب إبتسامتها الجميلة و مظهرها.

Önemli olan, prens, prensesi o kadar çok sevmiş ki tüm krallığından onun için vazgeçmeye hazırmış ama prenses onu reddetmiş.
الحقيقة انه احب تلك الاميرة جدا لدرجة انه كان مستعد ان يتخلى عن مملكته كلها لأجلها لكنها خذلته...

Wie'de kaos içinde, Jin krallığından Yang Hu işgal etti.
وي في حالة من الفوضى ، هو جين يانغ من مملكة وجيت غزتها

Sadece sen Tanrımızın krallığından, insan dünyasına ilk gelen sen kapıyı açabilirsin.
فقط انتِ اول من يرتحل من مملكة الرب الى عالم البشر

Sen Tanrı'nın krallığından uzak değilsin Lazarus.
أنت لست بعيد من مملكة الله، لازاروس

Ve çok askın suratlı görünüyordu, ve tanrının krallığından bahsetti..
? وهو كان ينظر الي بغضب HI HI HI ,كما تحدث لي عن مملكة تاني من السماء Hi HI HI

Ölüm cezası hükmü gereğince Rohan krallığından ve tüm topraklarından sürüldün bundan böyle.
أنت منفي فورا من مملكة "روهان" تحت طائلة عقوبة الموت

Ölüm cezası hükmü gereğince Rohan krallığından ve tüm topraklarından sürüldün bundan böyle.
أنت منفي فورا من مملكة" روهان" تحت طائلة عقوبة الموت

Qin krallığından geliyorum
أنا من مملكة كين

Jamalot krallığından çürük kokusu geliyor.
هناك شيء متعفن في مملكة Jamalot.

Smaug büyük altın ejderhaların sonuncusudur ve cüce krallığından geriye kalan tüm serveti toplayıp üst üste yığarak büyük bir yığın haline getirmiştir.
يعتبر (سموج) من آخر التنانين الذهبية الضخمة وقد جاء بكل الكنوز من مملكة الأقزام وقام بتجميعها معا بركام ضخم

Novgrod krallığından geldim ve sen
من مملكة نوفوجارد وانتي...

Midas krallığından, Prens James'e çiçekler.
أزهارٌ للأمير (جيمس) من مملكة (مايدس).

David, bu mezarların hepsi babamın krallığından.
هذه القبور يا (ديفيد)... جميعها مِنْ مملكة والدي

Ama sonunda sevdiği adam için tüm krallığından vazgeçti.
لكن في نهاية الأمر، وهبت كامل مملكتها أجل الرجل الذي أحبت.

Kraliçe Pamuk Prenses Ayna'yı, içindeki karanlık taraf daha da güçlenmeden krallığından atacağına dair yemin içti.
ملكتي بياض الثلج تعهدت بان تخلص مملكتها منها قبل ان تصبح قوتها السوداء غير قابلة للايقاف

Şeyh krallığından ayrılmak istemiyordu.
لم يرغب الشيخ بمغادرة مملكته

Kimse bir kralı krallığından atamaz.
لا أحد يطرد ملكاً من مملكته