"kriptoniti" - Translation from Turkish to Arabic

    • الكريبتونايت
        
    • نقطة ضعف
        
    • الكريبتونيت
        
    • كريبتونيت
        
    • كريبتونايت
        
    • الكريبتون
        
    Ben aslında Superman'in güçlerini emen kırmızı kriptoniti kastediyordum. Open Subtitles أنا أشير بالطبع إلى الكريبتونايت الأحمر التي تستنزف من سوبرمان سلطاته
    Yani gücün ve hızın dışında kriptoniti yok edebiliyorsun. Open Subtitles إذن بجانب القوة والسرعة، يمكنك تدمير الكريبتونايت.
    Güçlerini nasıl baskılayacağıma karar verinceye kadar. Herkesin kendine has bir kriptoniti vardır. Open Subtitles فقط حتى أحدد كيف أوقف قدرته أعني، لكل شخص نقطة ضعف
    Onu rahat ettirmek için elimden geleni yaptım. Ama vücudunuzdaki kriptoniti nötralize edemem. Open Subtitles بذلت ما بوسعي لأجعلها تستريح، لكن ليس بإمكاني التخلص من الكريبتونيت بأجسادكم
    Supermanin kriptoniti vardı. Open Subtitles يضعف الرجل الخارق عند الاقتراب من مادة كريبتونيت
    Belki aradığımız şey daha ziyade, avcı kriptoniti. Open Subtitles ربما ما يجب أن نبحث عنه شئ مثل آه... كريبتونايت المبيدة
    - Ama öldürmedin, yani kendini suçlama artık. Yani...gümüş kriptoniti kim bilebilirdi ? Open Subtitles لذلك توقف عن تأنيب ذاتك، أعني أن الكريبتونايت" الفضي من فعل ذلك، من كان يعرف ؟"
    Lana'yı kurtardı. Gümüş kriptoniti içimden çıkardı. Open Subtitles -لقد أخرج "الكريبتونايت" الفضي مني
    Yani, Ambarda sakladığı kriptoniti bu yüzden biliyordum. Open Subtitles "أعني، هكذا علمت بأمر "الكريبتونايت ...الذي أخفاه في الحظيرة وأنا
    Kırmızı kriptoniti nereden biliyordun? Open Subtitles كيف عرفتي بشأن "الكريبتونايت" الأحمر ؟
    Bana kimse Frank Moses'ın kriptoniti demedi. Open Subtitles لم يناديني أحد من قبل بإنني نقطة ضعف (فرانك موزيز).
    Bir saniye. Belki Bart'ın da bir kriptoniti vardır. Open Subtitles مهلاً، ربّما يكون (بارت) لديه نقطة ضعف
    O Frank Moses'ın kriptoniti. Open Subtitles إنها نقطة ضعف (فرانك موزيز).
    kriptoniti, kurşun kaplamalı bir kartuşa yerleştirdim. Open Subtitles الكريبتونيت) حجبت بأمان) في خرطوشة مرصصة
    kriptoniti, kurşun kaplamalı bir kartuşa yerleştirdim. Open Subtitles الكريبتونيت) حجبت بأمان) في خرطوشة مرصصة
    Annesi adeta onun kriptoniti. Open Subtitles إنها مثل"الكريبتونيت" بالنسبة له
    Dinle beni, Metallo sentetik kriptoniti ne kadar kullanırsa, o kadar hızlı bozuluyor. Open Subtitles استمع لي، يستخدم أكثر فلزية و كريبتونيت الاصطناعية، وأسرع أنها المتحللة.
    Sadece o kadar kriptoniti nereden aldığını anlayamadım. Open Subtitles انها مجرد... أنا لا يمكن معرفة حيث حصل كل ذلك كريبتونيت.
    Tamam, Lena'nın kriptoniti alırken ki görüntünün saf halini elde etmek için L-Corp'un kamera kayıtlarını hackledim. Open Subtitles حسنا، لذلك أنا اخترق الدوائر التلفزيونية المغلقة L-كورب للحصول على نسخة لقطات الفيديو الخام من لينا أخذ كريبتونيت.
    Batmobil'e kriptoniti tespit etmesini söylemiştim. Open Subtitles لديّ جهاز في سيارة "الوطواط" لتعقب الـ"كريبتونايت".
    Daha kırmızı kriptoniti bile bulmadılar ki. Open Subtitles هم الى حد الأن لم يكتشفوا الكريبتون الأحمر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more