| Eğer kuşkulu bağlantı sen isen, bu sana bazı kozları verir. | Open Subtitles | إذا كنت جهة اتصال مشكوك فيها , هذا يعطيك بعض النفوذ |
| Her kuşkulu bağlantı amirlere bildirilmek zorundadır, ...bu da rahatsızlık veren sorular ve saatlerce süren evrak işleri demektir. | Open Subtitles | اى جهة أتصال مشكوك بها , لا بد من اخبار الرؤساء بها عملية تتضمن ساعات من الاعمال الورقيه , واسئلة غير مريحة |
| Sadakatin sahte sebebin kuşkulu olduğu, bir iş sırasında yanlış isteği reddetmek morga bir yolculuk kazandırabilir. | Open Subtitles | في العمل حيث الدوافع امر مشكوك فيه والولاء سطحي رفض الطلب الخطأ |
| Bir cinayet işlendi ve sizi hem cinayet öncesinde, hem de sonrasında kuşkulu durumlar içinde gördüm. | Open Subtitles | هناك جريمة وقعت وانا شاهدتك تتصرفين بريبة سواء قبل او بعد حدوث الجريمة. |
| Neden kuşkulu davranıyorsun? | Open Subtitles | و لماذا تتصرفين بريبة ؟ |
| Katkılarının hepimiz farkındayız, kuşkulu sadakatinin de. | Open Subtitles | كلنا مدركون لمساهماته، بالإضافة إلى ولاءاته المشكوك فيها |
| Beatrice'in ölümünde kuşkulu bir durum yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شكوك حول موت بياتريس |
| Eskiden kuşkulu itibarı ve Rus göçmeni olan günah içinde yaşayan bir kadının mı? | Open Subtitles | امرأة كان سابقا الذين يعيشون في الخطيئة مع المهاجر الروسي سمعة مشكوك فيها؟ |
| Cinsel istismar davası görevde kuşkulu ölüm bünyesinde bir seri kundakçı barındırmasından bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | من دعوى قضائية لتحرش جنسي حالة وفاة أثناء العمل مشكوك بأمرها علاوة على إحتضان مشعل حرائق متتالية من فئة الضباط |
| # Sürtükçe bir görünüş kuşkulu bakışlarıma eşlik ediyor # | Open Subtitles | ♪ نظرة سلوتي يصاحب نظرة مشكوك ♪ ♪ من خلال ضوء ستروب |
| kuşkulu bir geçmişi olan dâhi bir bilim insanı gerekli izinleri almayı unutur, falan filan. | Open Subtitles | عالم عبقري ذو تاريخ مشكوك فيه نسي أن يطلب التصاريح المناسبة إلى آخره، إلى آخره |
| Bu listedeki bazı taraflar kesinlikle kuşkulu bir menşei belgesini satın alabilirdi ama onlardan hiç birinin suikatçi görevlendireceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | بعض من الاطراف فى تلك القائمة من المؤكد حاولوا شراء قطعة أثرية مشكوك فى مصدرها |
| kuşkulu bir cinayete adı karışmış. | Open Subtitles | تورط في مسأله إطلاق رصاص مشكوك |
| Karar verme mekanizman iyicene kuşkulu olmaya başladı. | Open Subtitles | اتخاذك للقرار قد ينمو على نحو مشكوك فيه |
| kuşkulu davranıyorsun. | Open Subtitles | إنك تتصرف بريبة |
| kuşkulu davranmaya başlıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتصرف بريبة |
| RBST dahil güvenliği kuşkulu ilaçlar geçirmek için baskı ve zorlama yapılmıştı. | Open Subtitles | كنا تحت ضغط وإكراه لفحص الأمان للدواء المشكوك فيه بما يشمل تركيبة العنصر الكيميائي. |
| - Hayır. Ve benim gemimim silahlarının ona bir şeyler yapabileceği kuşkulu. | Open Subtitles | ومن المشكوك فيه أن أسلحة سفينتي سوف تكون فعالة ضدها |
| McNamara'nın, Başkan Johnson ile ilgili kuşkulu olduğu gözlendi. | Open Subtitles | ويبدو أن هناك شكوك صغيرة، في بقاء "ماكنمارا" تحت إدارة السيد "جونسون". |