| Sue, Shue, Glee kulübünün durumunu öğrenmek için siz çağırdım. | Open Subtitles | سو , شو لقد استدعيتكم لمعرفة مايحصل في نادي الغناء. |
| Mezuniyet kraliçesi, hokey takımı kaptanı ve drama kulübünün başkanıymış. | Open Subtitles | كانت ملكة العودة للوطن، قائدة فريق الهوكي، رئيسة نادي الدراما. |
| Glee kulübünün en güzel tarafı herkesin kendini yıldız gibi hissedebilmesidir. | Open Subtitles | أفضل جزء في نادي الغناء كل واحد يستطيع أن يصبح نجم. |
| Gece kulübünün kapıcısı dün gece üçünüzün de bu odaya doluştuğunuzu söyledi. | Open Subtitles | البواب من فندق النادي الليلي قال بأنكم الثلاثة غطيتم تكلفة هذه الغرفة |
| sanat yönetmenleri kulübünün bir diğer parçası uzun gölgelerin yer aldığı "Anna Rees" dir. | TED | والقطعة الاخرى .. لنادي المخرجين الفنيين انها آنا ريز تقدم ظلالا طويلة |
| Ayrıca futbol takımının savunma koordinatörü ve hayvan bakımı kulübünün buzağı doğurtma denetmeniydi. | Open Subtitles | منسق الدفاع لفريق كرة القدم و مشرف توليد العجول في نادي أزواج الحيوانات |
| Bunu söylediğini duydum ya, yeraltı dövüş kulübünün bir parçası oldun. | Open Subtitles | لسماعك تقولين، أنك كنت عضوة في نادي تحت الأرض لقتال الأطفال. |
| Ejderha uçuş kulübünün ilk kuralı bir ejderha uçuş kulübünün olmadığı. | Open Subtitles | القاعدة الأولى من نادي طيران التنانين هو أن لا احد يعرفبناديطيرانالتنانين. |
| Sence seni glee kulübünün etrafında dolanırken ya da prova zamanlarında koro odasının dışarısında kitap okuduğunu görmedim mi? | Open Subtitles | أتعتقد بأنني لم أراك تتجسس على نادي جلي او لم أراك تقراء كتاب بالصدفة خارج غرفة الجوقة وقت التدريبات؟ |
| Felsefi kahvaltı kulübünün üyeleri buna katılmadı. | TED | رفض أعضاء نادي الإفطار الفلسفي هذه الفكرة. |
| Felsefi kahvaltı kulübünün üyeleri, Britanya Derneği de dahil olmak üzere, birkaç yeni bilimsel dernek oluşturulmasına yardımcı oldu. | TED | وقد ساعد أعضاء نادي الإفطار الفلسفي في إنشاء عدد من المجتمعات العلمية الجديد، من بينها الجمعية البريطانية. |
| Eşini kaybedenler kulübünün birçok üyesi bana ulaştı. | TED | العديد من أعضاء نادي الفاقدين للشركاء تواصلوا معي. |
| SB: Beni en çok etkileyen fotoğraf kulübünün başkanı George ve eşi Mary'nin hikayesiydi. | TED | ستايسي: القصة التي بقيت عالقة في ذهني أكثر هي قصة جورج مدير نادي التصوير مع زوجته ماري. |
| Bu, tamamen mavi yakalılardan oluşan bir yat kulübünün hikayesi. | TED | فهذه قصه حدثت في نادي اليخوت وعلى وجه التحديد نادي القلاده الزرقاء |
| Pangbourne'daki golf kulübünün sekreteridir. | Open Subtitles | سكرتارية نادي الجولف بالقلاب من بانجبورن |
| Bu aşağılık Eddie Flemming'i öldürdü ve şimdi hayatının geri kalanını şehir kulübünün deliler evinde mi geçirecek? | Open Subtitles | هذا التافه قتل إدي فليمنج والآن ذهب ليقضي بقية حياته في بيت النادي الريفي؟ |
| Hep tahribata uğradığı için, Figgins Glee kulübünün resmini yıllığa koymaktan vazgeçti. | Open Subtitles | إذا , فيغنز توقف عن وضع الصور لنادي غلي لأنه دائما يقوم بالتخريب |
| Sağlık kulübünün ordaki park alanında oldu. | Open Subtitles | لقد حدث خارج الموقف الخاص بنادي 24 ساعة الصحي في حدود التاسعة. |
| Bu EMP'ydi. Hatta, ilginç tarafı önceki sığınak bir gece kulübünün altındaymış. | Open Subtitles | اسمها موجة كهراطيسية، الحقيقة الطريفة أن الوكر السابق كان أسفل ملهى ليلي. |
| Charmaine değişti, Carol van Sant de ve kadınlar kulübünün bütün diğer üyeleri de. | Open Subtitles | شيرمين اتغيرت, كاول اتغيرت, و كل اعضاء نادى الستات |
| Eğer hamile olup olmadığımı soruşturarak bu yeni kulübünün farklı olduğuna beni ikna etmeye çalışıyorsan, bu sana hiç de yardımcı olmayacak. | Open Subtitles | واذا تريد اقناعي بأن ناديك مختلف اذهب بالجوار واسئل اذا ما كنت مُحبطة |
| Pavel, federal bina üzerinde çalışıyormuş ama Roman'ın kulübünün grafiklerini çiziyormuş. | Open Subtitles | بافل كان يدرس المبنى الفيدرالي لكنه كان يرسم مخططات بيانية لملهى رومان |
| Ne tür bir gece kulübünün dışarıyı gözleyen bir kamerası vardır? | Open Subtitles | أيّ نوع من نوادي التعري فيه كاميرا مراقبة تراقب المدخل الخارجي؟ |
| - James'le Tom'u öğrendin diye çıldırdın ve şimdi de bu adama en yakındaki en pis striptiz kulübünün yerini soruyorsun. | Open Subtitles | و الآن تسأل هذا الشخص ليرشدك على أقرب و أقذر ناد للتعرّي |
| Ailem Avrupa'daki çoğu gece kulübünün sahibidir. | Open Subtitles | عائلتي تَمتلكُ .العديد مِنْ النوادي الليلية في أوروبا |
| Gwen, sen bilim kulübünün gururusun. | Open Subtitles | غوين ، أنت مفيدة للنادي العلمي |
| kulübünün krokisini çiziyormuş. | Open Subtitles | وكان يرسم ملهاك |
| Aptal aptal paylaşımlar yapıyor. kulübünün reklamını yapıyor. | Open Subtitles | إنّه ينشر كلّ تحديثات الحالة الغبيّة تلك، ويقوم بترويج ملهاه الليلي الجديد. |