| Yağmurlukları kulübeye koyun. Diğerleri, gidin yatın. | Open Subtitles | ضع ماك في الكوخ حيث يعود أنتم الباقون تنامون |
| Pirinç, tuz, kibrit. Paket yapmak, kulübeye koymak. | Open Subtitles | رز, ملح, أعواد كبريت نلفها بعصا اللحاء, نضعها في الكوخ |
| Daha sonra içinde sepet ve vincin olduğu sol taraftaki kulübeye git. | Open Subtitles | ثم عليك أن تتوجه مباشرة نحو الكوخ من اليسار يوجد رافعة تعمل الكترونياً |
| Spencer, beni kontrol etmek için kulübeye senin geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | سبنسر عرفت انه ستكون انت الذي سيأتي للكوخ ليبحث عني |
| Sonunda durdu ve beni tek bir odadan ibaret olan bir kulübeye doğru götürdü. | TED | وفي النهاية، توقف وقادني إلى داخل كوخ ما والذي كان عبارة عن غرفة صغيرة واحدة |
| Bir seferinde yine kulübeye saklanmıştım fakat annem durumdan şüphelenmişti, okulda olduğumu sanıyordu bunca zaman. | TED | وفي إحدى المرات كنت في السقيفة فاشتبهت أمي بشيء وقد كانت تظنني في المدرسة. |
| Hep ormandaki kulübeye giderlerdi. | Open Subtitles | وكانوا ترتفع في تلك المقصورة كل يوم في الغابات |
| Beni kulübeye taşıdı ve ertesi sabah uyandığımda, soyunmuştum, ve bana kuru elbise verdi. | Open Subtitles | انة هو. حملني الي هذا الكوخ وعندما إستيقظت في الصباح التالي، كنت عارية لقد وضع ملابسي في خارج لكي تجف. |
| Hen Wen'i, Yasak Orman'ın kenarındaki gizli kulübeye götür. | Open Subtitles | خذ هن وان إلى الكوخ المخفي على حافو الغابة المحرمة |
| Siz ikiniz kulübeye dönün. | Open Subtitles | هاتش انت و اريكسون انتما الاثنان ارجعا الى الكوخ |
| Bu gidişle hava kararmadan kulübeye varamayız. | Open Subtitles | بالوضع الحالي لن نصل إلى الكوخ قبل الغروب. |
| kulübeye gelemem. - Nerede yaşıyormuş? | Open Subtitles | إنه عيد مولده، لا أستطيع الذهاب إلى الكوخ |
| Bu dövüşün galipleri, rakiplerini yok etmeli ve kulübeye dönmeli. | Open Subtitles | الفائزون فى هذا القتال يجب ان ينهوا نظيرهم ويرجعون الى الكوخ |
| kulübeye git, yardım bul, buraya getir, arabayla gelirlerse... | Open Subtitles | اذهبي الى الكوخ ..واحضري مساعده احضريهم الى هنا ويفضل في سياره |
| ...ama olursa, onu ne kulübeye götüreceğim ne de söz verip sonra götürmemezlik etmeyeceğim. | Open Subtitles | إما ان أخذه إلى الكوخ في الغابه أو سأعده بالذهاب لكني لن أخذه |
| Sevdiği bütün şeyleri hazırlat. Döndüğü zaman da kulübeye getir. | Open Subtitles | أطبخ له جميع الأشياء المفضلة لديه، وأحضرهم للكوخ عندما يعود |
| Babamla Nevins'e ara sıra kulübeye gidelim mi diye sorardım. | Open Subtitles | أخبرتك ان أبي ونيفينز كانا يصعدا للكوخ في بعض الأحيان |
| Alınma ama kulübeye gitme vaktin geldi. | Open Subtitles | حسناً، لا أقصد الإهانة، عليك الذهاب للكوخ الآن |
| Ve şimdi karımla birlikte bu dağların yalnızlığındaki, bu küçük kulübeye çekildik. | Open Subtitles | ، و الآن أنا و زوجتي سكنا في كوخ صغير في هذه الجبال |
| Gidip kulübeye bir bakayım. Sağlam kalmış mı bakalım. | Open Subtitles | سأذهب لتفقّد السقيفة وأحرص على كونها آمنة |
| Sadece çocukları bulalım ve kulübeye gidelim. | Open Subtitles | لا عليكِ هيا لنذهب إلى الأولاد ونذهب إلى المقصورة |
| Bir ara kendinden geçtiğinde onu kulübeye getirdik. | Open Subtitles | لقد نقلنها لهذه الكابينة بعد أن فقدت الوعي |
| kulübeye ilk girdiğinde aradığın numarayı dene. | Open Subtitles | حاول بالرقم الذي اتصلت به عندما دخلت الكشك أولا |
| kulübeye gidiyorum. | Open Subtitles | سَأَذْهبُ إلى السقيفةِ. |
| Annem beni okula bıraktığı zamanlar okulda olacağımı sanıyordu, bense o arkasını döner dönmez bir U dönüşü yapıp kaçıyordum ve bahçenin arkasındaki kulübeye saklanıyordum. | TED | لذلك عندما كانت والدتي تأخذني إلى المدرسة كانت تعتقد أنني كنت في المدرسة كنت أخذ منعطفا عندما تدير ظهرها وأركض وأختبئ في سقيفة خلف الحديقة. |
| kulübeye bir an önce gelsen iyi olur, ne olur ne olmaz. | Open Subtitles | من الأفضل أن تأتي إلى الكوخِ قريباً إذا سنحت الفرصة |
| Az gitmiş uz gitmiş ve bir gün, içinde güçsüz ve yaşlı bir adamın yaşadığı ahşap bir kulübeye rastlamış. | Open Subtitles | حيث وقع على كوخاً خشبياً بالصدفه مع رجلاً عجوزاً نحيلاً بالداخل |
| Uyku tulumum ve barbie bebeğimle hazır bir şekilde bir kulübeye gittim. | Open Subtitles | ذهبت لكوخ الدجاج بـحقيبة نومي و دمية باربي المالوبية ، مستعدة للذهاب, |
| - Evet, elbette. Adamın teki kulübeye girmeye çalıştı. | Open Subtitles | حسنا، بالتأكيد، شخص ما حاول أن يدخل إلى كوخنا |
| Ceza aldığımız günü, ilk günümde, otobüsten yanlış durakta indiğimi, kulübeye geziye gittiğimiz günü. | Open Subtitles | كيف وبخنا بعضنا ونزولنا فى الموقف الخطأ فى يومى الأول ذهابنا الى الكابينه مع الجمع هل تتذكر أصدقائنا |
| Çocuklar duymasın diye kulübeye kadar gidiyoruz. | Open Subtitles | نذهب إلى السقيفه لنتاكد بأن الأطفال لا يسمعون شجارنا |