Amerikan Anayasası üzerine yaptığınız konuşmaya kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | لقد سمعت دون قصد محاضرتك عن الدستور الأمريكى |
Beni affet, Cosimo. Babanla ilgili dediğine kapıdan kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | سامحني، يا كوزيمو سمعتُ بعض من قولك من وراء الباب |
Ayrıca sizi çok iyi bir kulak misafiri yapıyor, çünkü aynı anda iki konuşmayı birden dinleyebiliyorsunuz. | TED | كما أنه يجعلك جيدة جدا في التنصت لأنه يمكنك الاستماع إلى محادثتين في نفس الوقت |
Afedersiniz kulak misafiri oldum-- çikolatalı süt hakkındamı konuşuyordunuz? | Open Subtitles | آسف, لقد سمعتكما صدفةً أكنتما تتحدثان عن اللبن بالشيكولاتة؟ |
Ayrılırken görev planlarına kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | سمعتهم يخططون للمهمة وأنا مغادرة, |
Yan masaya kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | سمعت بالصدفة حواراً يجري في مائدة مجاورة |
Kimse sizi birlikte görmez ve konuşmalarınıza kulak misafiri olmaz. | Open Subtitles | لا أحد يراكما سوية و لا أحد يسترق السمع لكلامكما |
Avukatım karakolda söylediklerinize kulak misafiri olmuş. Ben de söylediklerini kontrol ettim. | Open Subtitles | لقد سمعك مُحاميّ في مركز الشُرطة، لذا أمرته أن يتحقق من أمرك. |
Prova yemeğinde Jack'in bu kulüpten bahsettiğine kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | لقد سمعت جاك يذكر ذلك النادي في العشاء التجريبي |
Evet, kulak misafiri oldum... kanepedeki konuşmana. | Open Subtitles | نعم, لقد سمعت محادثتك عندما كنت على الأريكة |
Dr. Masters ve Virginia, seninle Barb hakkında konuşurlarken kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | لقد سمعت دكتور ماسترز وفيرجينيا يتحدّثان عنك وبارب. |
Bir ay kadar önce hafta sonu kaldığımda kızlar konuşurken kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | قبل حوالي شهر على ما أظن , كنتُ أمضي العطلة الأسبوعية هنا و سمعتُ مصادفة الحديث الذي دار بين الفتاتين |
Ama daha sonra annenle konuşmana kulak misafiri oldum ve... | Open Subtitles | لكن عندها سمعتُ عن طريق الخطأ محادثتكِ مع والدتكِ، و... |
Bu beyindeki sinir hücre aktivitesine kulak misafiri olmak gibi birşey. | TED | كنوع من التنصت على نشاط الخلايا العصبية في الدماغ |
- Şey... İstemeyerek de olsa, yemek davetinizin geri çevrildiğine kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | لم أقاوم التنصت عليكم أنكم ستذهبون لعشاء |
İstemeden kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | إعذرينى، أنا لم اقصد التصنت لكنى سمعتكما |
Biraz önce konuştuklarınıza kulak misafiri oldum, yani... 13,20 dolar, tamam mı? | Open Subtitles | أعني أنني سمعتكما تتحدثان عن ذلك منذ ثواني الثمن .. 13.20 ، أليس كذلك؟ |
Bu akşam geleceğini konuşurlarken kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | سمعتهم مصادفة يتحدثون عن قدومه الليلة. |
Barda hava atarlarken kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | سمعتهم بالصدفة يتحدثون عنه في الحانة |
İstemeden söylediklerinize kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | اتمانعي؟ لم اساعد ولكن سمعت بالصدفة |
kulak misafiri oldum da. Kendine yeni bir ev aldın demek? | Open Subtitles | أجل , لم أستطع أن أمنع نفسي من استراق السمع سوف تشتري منزل جديد , صحيح ؟ |
"Şansım varken onu vurmalıydım." dediğinize kulak misafiri olanlar var. | Open Subtitles | ولقد سمعك أحدهم تقول أنه كان يجب أن تتخلص منه عندما واتتك الفرصة لذلك |
Bu konuşmalara kulak misafiri olabilirsek polisleri de o kadar kolay ikna ederiz. | Open Subtitles | نلقي ببعض الحشرات في تلك المحادثات، فيكون لدى الشرطة تصنت سهل. |
Söylediklerine kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | لقد سمعت مصادفة ماقلتي |
Hey, dinle lise 2'deki o kızla konuşmalarına kulak misafiri... | Open Subtitles | مرحباً، إسمع يا رجل... لقد سمعتك بالصدفة تتحدت إلى تلك الفتاة من الصف الثاني يوم أمس. |
Merhaba, kulak misafiri oldum galiba bir yanlışlık var. | Open Subtitles | لم أكن قادرا على السماع لصوتك العالي لابد أن هناك خطأ |
kulak misafiri ol. | Open Subtitles | و استمعي |
Tavernalarda kulak misafiri olurlar. | Open Subtitles | يسمعون أشيائاً فى الحانات |
Bağışlayın, kulak misafiri olmadan edemedim. | Open Subtitles | معذرة, لكن لم أستطع منع نفسي من سماعِكُنْ |