Yahudilerin kuşatma kulelerine saldırmak için açtıgı tünellerden dolayı, kuşatma kırıldı. | Open Subtitles | لكن بسبب النفق الذي حفره اليهود لمهاجمة أبراج الحصار. |
Küçük kasabalara, kilise kulelerine ve onların nasıl göründüklerine baktım. | Open Subtitles | أنظر إلى صورة القرية و أبراج الكنائس و كيف يبدوا شكل هذا البرج و كيف يبدوا شكل هذا البرج |
Petrol kulelerine gitmek bizi dışarı çıkarmak yerine daha da içine çekecek. | Open Subtitles | والذهاب إلى أبراج النفط هذا لا يُشكل طريقنا للخروج |
Veri kulelerine bağlı bağlantı noktası var. | Open Subtitles | إنها نقطة وصول للهواتف النقالة لذا على أساس أبراج الهواتف... |
..DTM'nin ikiz kulelerine çarptı.. | Open Subtitles | قد إصطدمتا ببرجي مركز التجارة العالمي... |
Bu adamı bir iş bulsun diye baz istasyonu kulelerine çıkmaya ben zorlamadım ki. | Open Subtitles | أنا لم أجبر الرجل على العمل في وظيفة تسلق أبراج الهاتف. -وهذا موقف "بي آند جي ". |
Silah kulelerine git. | Open Subtitles | اذهبوا إلى أبراج البندقية |
Yayın kulelerine bir şey olmuş olmalı. | Open Subtitles | -الأبراج! ، أبراج التقوية قد تعطلت |
Çatılara, ağaçlara, su kulelerine. | Open Subtitles | السقوف, الأشجار, أبراج المياه |
Hollywood Ebediyet Mezarlığı yakınındaki baz kulelerine sinyal gönderiyorum. | Open Subtitles | أتحقق من كل أبراج الهاتف القرب من مقبرة "(هوليوود) للأبد". |
AA kulelerine dikkat et. | Open Subtitles | انتبه من أبراج الـ"أيه أيه |
Ihab Rashid'in ve bu barbarların davetimiz üzerine Ma'an'da çalışan Çinli mühendislerin kafalarını kesip de petrol kulelerine asmalarını nasıl önleriz? | Open Subtitles | كيف عسانا أن نمنع (إيهاب رشيد) وهؤلاء البربريين من قطع رؤوس المهندسين الصينيين العاملين في (معان) بدعوتنا ووضعهم على قمم أبراج النفط خاصتنا؟ |
Büyük bir üzüntü ve kederle... iki uçağın kaçırılarak Dünya Ticaret Merkezinin ikiz kulelerine çarptığını bildirmek istiyorum. | Open Subtitles | أنهحزنوأسفٌعميقان بأنني يجب أن أُبلغكم بأن الطائرتان المخطوفتان قد إصطدمتا ببرجي مركز التجارة العالمي... |