Suç mahallinde dedektifler kanıtları görmek için ultraviyole ışın kullanırlar. | Open Subtitles | في مكان الجريمة، المحققون يستعملون الأشعة تحت البنفسجية لرؤية الأدلة |
Hücreler bu enerjiyi onarmaktan gelişime ve yeniden üretime kadar her şeyde kullanırlar. | TED | تستخدم الخلايا هذه الطاقة في كل شيء من الترميم إلى النمو إلى التكاثر. |
Görme kabiliyetleri yüksektir ve iletişim amacıyla beden dilini kullanırlar. | TED | ولديها رؤية جيدة، لذلك تستعمل وضعية الجسد للتواصل |
Gördükleri her şeyi... Duvardaki bir resmi bile beni bulmak için kullanırlar. | Open Subtitles | أي شيء يرونه، حتى اللوحة على الجدار سوف يستخدمونه في محاولة لإيجادي |
Biliyoruz ki, köpek balıkları harekete geçince, özellikle de saldırı için, çok çeşitli duyular kullanır, ancak görüş algısını hedeflerini belirlemek için kullanırlar, özellikle de saldırıdan önceki son birkaç metrede. | TED | نعلم أن سمك القرش يستخدم مجموعة من المستشعرات عندما تقاتل، خصوصًا للهجوم، ولكن مجسات النظر هي أحد التي يستخدمونها لتحديد الأهداف، وعلى وجه الخصوص في آخر عدد من الأمتار قبل الهجوم. |
Yoksa o itler bunu fark edip sana karsı kullanırlar ve seni harcarlar. | Open Subtitles | و إلا فسيجدونه هؤلاء المجرمين بالخارج و سيستخدمونه ضدك ثم يقضون عليك |
# kullanırlar, kullanırlar, kullanırlar # | Open Subtitles | "#ينفخون، ينفخون، ينفخون |
Çeneleri, kasları, gözleri, kirişleri, herşeyi kullanırlar! - Şuna bir bak. | Open Subtitles | يستعملون الفكاك، العضلات والعيون، والأربطة |
"Belki farklı bir buzdolabı, tuvalet vs kullanırlar." | Open Subtitles | ربما يستعملون نوعاً آخر من الثـلّاجات أو المـراحيض |
Bu gördüğünüz yunusların sonarı. (Yunus yankı-konumlama sesleri) Bu tıkırtıları avlanmak ve beslenmek amacıyla kullanırlar. | TED | هذا هو سونار الدلفين تستخدم الدلافين هذه النقرات للصيد والتغذي |
Bu önemli, çünkü erkekler spermlerini rekabet için kullanırlar. | TED | وهذا مهم، لأن الذكور تستخدم سائلها المنوي للتنافس فيما بينها. |
Aslında kadınlar göğüslerini beslemek için kullanırlar. | Open Subtitles | التي تستعمل خصيصاً لــ لـغذاء الأطفال الصغار |
Kimyacılar bunu, aynen sizin kilogramı marketten üzüm, et, yumurta almak için kullandığınız şekilde kullanırlar. | TED | ستفاجؤون بمعرفة أن الكيميائيين يستخدمونه بنفس الطريقة التي تستخدم بها الأرطال حين شراء العنب واللحوم الطرية أو البيض. |
Artık onları uçmak için kullanmasalar da bu kuşların çoğu, kanatlarını başka yollarla yeniden kullanırlar. | TED | بالرغم من أنهم لم يعودوا يستخدمونها للطيران، العديد من هذه الطيور يعيد توظيف أجنحته في استخداماتٍ أخرى. |
Çaresiz kalmaktan, ortaya çıkmaktan ya da ölümden korkmanızı kullanırlar. | Open Subtitles | إن كنت خائفا من الفقر أو الحاجة أو الموت، هذا ما سيستخدمونه ضدك |
# Sigara içerler, uyuşturucu kullanırlar# | Open Subtitles | #يدخنون، ينفخون# |
Eşek kadar şemsiye kullanırlar o yüzden kaldırımın kenarından yürümek zorunda kalırsın tam o sırada dibinden hızlı bir araba geçer her yerine su sıçratır! | Open Subtitles | تشتري مظلة لشخصين لتمشي في الشارع لتجنبهم ثم يقودون قريباً من الرصيف |
Bazı yerlerde, insanlar para yerine bunları kullanırlar. | Open Subtitles | في بعض الأماكن ، تلك هي العملة التي يستخدمها الناس فيما بينهم. |
Kadınlara saate bakmayı öğretmeyeceksin. Hep sana karşı kullanırlar. | Open Subtitles | إنه من الخطأ تعليم الفتيات معرفة الوقت فهن دائما يستخدموه ضد المرء |
Evet, ama kötü adamlar gelirse, daha ziyade sana karşı kullanırlar. | Open Subtitles | أجل، و لكن لو اتى الأشرار على الأغلب سيستخدمون السلاح عليك |
Oradaki adamları burda koruma görevlisi olarak kullanırlar. | Open Subtitles | لقد استخدموا اشخاص من هناك لكي يعملوا كحراس هنا |
Ama kelimeleri kullanmak yerine birbirleriyle iletişim kurmak için sinyal moleküllerini kullanırlar. | TED | لكن عوضًا عن استخدامهم للكلمات، يستخدمون جزيئات إشارة للتواصل مع بعضهم البعض. |
Sovyetler kazanır, çünkü yeteneklerini takım içinde oturmuş olan sistem için kullanırlar. | Open Subtitles | والسوفييت يفوزون لأنهم يستغلون تلك الموهبة لتحسين أداء الفريق ككل |
Orkinosun cinsel organı, kadınlarınkine benzer yerliler de onu tatmin için kullanırlar. | Open Subtitles | الأعضاء التناسليه للدولفين تبدو مثل أعضاء المرأه والمواطنون يستعملونه للتخفيف عن أنفسهم |