"kumaşın" - Translation from Turkish to Arabic

    • النسيج
        
    • القماش
        
    • الملابس على
        
    Bu altın Kumaşın midyelerin bıyıklarından dokunduğunu biliyor muydun? Open Subtitles أكنت تعرفين أن ذلك النسيج الذهبى تم نسجه من الأصداف ؟
    Bu altın Kumaşın midyelerin bıyıklarından dokunduğunu biliyor muydun? Open Subtitles أكنت تعرفين أن ذلك النسيج الذهبى تم نسجه من الأصداف ؟
    Kumaşın koyu olduğunu düşünüyorsan, para almadan değiştiririz. Open Subtitles تعتقدين ان النسيج مظلم جداً سنعيد تغطيته لك بدون تكلفة أخرى
    Bir dokumacı bulursak bize bu Kumaşın nerede dokunduğunu söyleyebilir. Open Subtitles إذا بحثنا عن حائك، فيمكنه إخبارنا أين حيك هذا القماش
    Affedersin, seni gıdıklamak istememiştim ama bu Kumaşın dokusunu çok seviyorum. Open Subtitles آسفة. لم أقصد دغدغتك. الأمر فقط أنني أحب ملمس هذا القماش.
    Barış gerçekleşir gerçekleşmez, o Kumaşın o Kumaşın, adam başı iki buçuk metre olarak işçilere dağıtılmasını istiyorum. Open Subtitles بحلول السلام أريد أريد أن توزّع هذه الملابس على العمّال إثنان متر و نصف للكل
    Kumaşın elektriklenmesini engellemeye çalışmıştık ya? Open Subtitles الكهرباء الساكنة في النسيج, أعتقدنا أنها كانت مشكلة ماذا لو ؟
    Kızılötesi tarama kalıntılarda bulduğum Kumaşın.. Open Subtitles في عام 1955؟ إنه رسم بياني يُشير إلى النسيج الذي
    Tekrar baktım ve bu Kumaşın satılmadığını öğrendim. Open Subtitles حسنا اذن فقد تحققت مرتين و النسيج ليس مصنوعا للبيع التجاري
    Hemde doğal. Kumaşın üstünde kalan kıllar siyahtı. Open Subtitles و بشكل طبيعي.بقايا الشعر على النسيج القطني كانت داكنة
    Kumaşın altında bir şey erimiş. İşte, görüyor musunuz? Open Subtitles شئ ما ذاب تحت النسيج ، هنا ، انظر اليه ؟
    Kimyasal analizler, kalıntılar üzerindeki Kumaşın Meltblown polipropilenden olduğunu gösteriyor. Open Subtitles التحليل الكيميائي يُظهر أن النسيج على الرُفات كان مادة البولي بروبيلين مُعالج.
    Kumaşın tek tarafında devam edersek-- Open Subtitles ...اذا كررتوا و النسيج هو قدم واحد. لنقل...
    Şu Kumaşın ahenkle dalgalanışına bakın. Open Subtitles انظري إلى التدفق المتقن من هذا النسيج.
    Kumaşın kendisi iki ton ağırlığında. TED النسيج لوحده يزن طنين.
    yada da bu Kumaşın teknolojik bir ürün olup olmadığını bilmiyoruz veya üretilen bu gıdanın tekrardan kullanılabileceğini veya çöp yığını olarak mı kalacağını. Diğer bir deyişle, ekolojik ve toplum sağlığına, satın aldığımız şeylerin sosyal ve ekonomik hakkaniyetlerinin sonuçlarına karşı duyarsızız. TED أو لا ندري إذا كان هذا النسيج ناتج عن التكنولوجيا أو عن التصنيع، ولا ندري هل يمكن إعادة استخدامه أو أن مصيرها القمامة؟ بمعنى أننا غير مدركين للتبعات البيئية والصحية والاجتماعية والعدل الاقتصادي للأشياء التي نشتريها ونستخدمها.
    Dişi köpeğin kokusunu bir kumaş parçasına sürdüğünüzde köpekler bu Kumaşın peşinden koşarlardı. TED يمكن أن تأخذ من رائحة الكلب الأنثى، وستطارد الكلاب القماش.
    Annesi hemen yanında, bu yüzden oyuncağı ona verip kişiyi değiştirebilir, fakat Kumaşın ucunda başka bir oyuncak daha bulunacak ve kumaşı kendine çekerek oyuncağı değiştirebilir. TED والدته حاضرة هناك، لذا يمكنه أخذ اللعبة وتقديمها لتغيير الشخص، ولكن ستكون هناك لعبة أخرى أيضاً في نهاية ذلك القماش، ويمكنه سحب القماش نحوه وتغيير اللعبة.
    Annesi hemen yanında, bu yüzden bebek deneyeni değiştirebilir ve Kumaşın ucunda başka bir oyuncak daha olacak. TED ووالدتها بجانبها، لذا بإمكانها تغيير الشخص، وتوجد لعبة أخرى عند نهاية القماش.
    Dük'ün değil Kumaşın asırlarca sürecek, maceralarının tasvirleri beliriyordu. Open Subtitles بل كانت تصوّرات للمغامرت التى سوف تجتازها قطعة القماش هذة على مرِّ العصور..
    Temizlikte kullandığınız bezlerin beyaz olduğunu görünce o Kumaşın özellikle seçildiğini anlamıştım. Open Subtitles وبما أن بقية أقمشة التنظيف كانت بيضاء عرفت أن القماش كان مختاراً بعناية.
    O Kumaşın işçilere dağıtılmasını istiyorum. Open Subtitles أريد أن توزّع هذه الملابس على العمّال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more