köprüye kurbanla birlikte gitmiş ve bunu cebinden düşürmüş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه كان مع الضحية فوق الجسر وقامت بالسقوط من جيبه |
Bu da gösteriyor ki bu poponun sahibi kurbanla birlikte takılıyormuş. | Open Subtitles | مما يعني أن هذه المؤخرة كانت تمارس الجنس مع الضحية |
Ölmeden önceki saatlerde Maria'nın kurbanla birlikte kaydının olması bir şey ispat etmeye yetmezdi. | Open Subtitles | ماريا، كانت على الشريط مع الضحية قبل ساعات من وفاته، لم يكن كافيا لإثبات أي شيء. |
- Burada bir takım ayakkabı izleri buldum, sanırım burada kurbanla birlikte olan birisine ait. | Open Subtitles | هيي، حصلت على بعض طبعات جزئية لحذاء لمن كان هنا مع ضحيتنا |
Otelde kurbanla birlikte olduğunu kabul etti zaten. Onun değil. | Open Subtitles | إنّها لدينا في الفندق بالفعل مع ضحيتنا . |
Peki ya cinayetten önce seni kurbanla birlikte gören tanıklara ne diyeceksin? | Open Subtitles | ماذا عن شاهد العيان الذي شاهدكَ برفقة الضحية قبل الجريمة؟ |
Belki onu kurbanla birlikte gördü ve sonra onun peşine düştü? | Open Subtitles | ربما رآها برفقة الضحية ومن ثم لحق به؟ |
Sen kurbanla birlikte git. | Open Subtitles | حسناً أذهب مع الضحية |
Bizim kurbanla birlikte, California Emniyet Teşkilatına ödenek sağlayabilecek bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyorlardı. | Open Subtitles | عملوا مع ضحيتنا في الجمعية " التي تضيف تمويلات لقسم شرطة " كاليفورنيا |