Aralık 2018'de iddia edilen bazı kurbanlarıyla ilgili bir makale okudum. | TED | وفي يناير من عام 2018، قرأت مقالاً عن بعض ضحاياه المزعومين. |
Başyargıç, ...Janus projesini Rico ve kurbanlarıyla beraber 9 yıl önce kapattık. | Open Subtitles | سيادة الرئيس دفنا بعناية مشروع جانوس من 9 سنوات مع ريكو وكل ضحاياه |
Bir efendi vampir kurbanlarıyla telepatik bir bağ kurar. | Open Subtitles | أي مصّاص دماء بارع عِنْدَهُ وصلة تخاطرية مَع ضحاياه. |
Üzgünüm, Wasowsky, ama Randall bu kötü planın kurbanlarıyla konuşmamı yasakladı. | Open Subtitles | أرجوك يا فنجس... آسف، لكن راندل منعني من مصادقة ضحايا مؤامرته |
Beş kurbanın da DNA testini yap ve Buz Kamyonlu Katil'in kurbanlarıyla karşılaştır. | Open Subtitles | وانظر إن كانت تطابق ضحايا قاتل شاحنة الثلج |
Tacizcilerin kurbanlarının ailelerine ve arkadaşlarına giderek onların ruh sağlıyla ilgilendikleri bahanesiyle kurbanlarıyla ilgili bilgi almaları sıradışı değildi. | TED | ليس من غير المألوف للمسيئين اللجوء إلى الأصدقاء والعائلة وطلب معلومات عن ضحاياهم تحت غطاء القلق على "صحتهم العقلية." |
Biz de ilk kurbanlarıyla orada tanıştığını düşünüyorduk. | Open Subtitles | نظنّه قابل ضحيّتيه الأولتين هناك. |
Çukur katliam kurbanlarıyla dolu, sevinmeyelim de ne yapalım değil mi? | Open Subtitles | بلى,حُفــرة مليئة بضحايا القتل الجمــاعي,لِما لا نُحب ذلك؟ |
kurbanlarıyla hiçbir temas kurmadığını biliyoruz,.. | Open Subtitles | نحن نعلم لو أن ، القاتل ليس له إتصال بالضحايا |
Jacob tek çocuktu İstismara uğradığı sırada tek başınaydı, yani fantezisini tam olarak gerçekleştirebilmek için kurbanlarıyla yalnız kalmalıydı. | Open Subtitles | جيكوب كان طفلا وحيدا لذا فقد كان لوحده عندما حدثت الإساءات لذا لكي يتمكن من تحقيق احلامه فعليه ان يكون وحيدا مع ضحاياه |
Mill Creek Katili hakkında daha çok şey biliyoruz çünkü o kurbanlarıyla öldürmeden önce ve sonra çok fazla zaman geçiriyor. | Open Subtitles | فذلك سيجعل الامساك به اصعب لدينا معلومات اكثر عن قاتل جدول كريك لانه يمضي وقتا اكثر مع ضحاياه قبل قتلهم |
kurbanlarıyla geçirdiği zamanı düşünürsek... bayağı gizliliğe ihtiyacı var. | Open Subtitles | بالنظر للوقت الذي يمضيه مع ضحاياه فذلك يتطلب قدرا كبيرا من الخصوصية |
kurbanlarıyla konuşup onları öldüreceğini söylemeyi seviyor. | Open Subtitles | انه يحب ان يتفاعل مع ضحاياه ليقول لهم انه سوف يقتلهم قبل ان يفعل |
Yani baksana Boston Boğazlayanı'nın kurbanlarıyla aynı isimdeki kişileri seçiyor. | Open Subtitles | او يحادثهم للدخول. أعني انه يختار ضحاياه بنفس أسماء ضحايا قاتل بوسطن. |
Tüm kurbanlarıyla bir ilişkisi oldu, bazıları daha kişiseldi. | Open Subtitles | لقد تفاعل مع جميع ضحاياه بعضهم بطريقة شخصية أكثر |
Pekâlâ millet. Wayne geçen hafta kurbanlarıyla empati kurmakta sıkıntılar yaşıyordu. | Open Subtitles | أهلا بكم الأسبوع الماضي، وين لم يستطع التعاطف مع ضحاياه |
Askerlerle, tecavüz kurbanlarıyla çalıştım. | Open Subtitles | أجل ، الكثير منها ، قدّ عملتُ مع جنود ، و ضحايا مُغتصبات. |
Örnek olarak Montreal'de intihar kurbanlarıyla yapılan bir çalışmada kurbanların beyin otopsileri incelendi ve ortaya çıkan o ki, eğer bir intihar mağduru (ki bunlar genellikle genç yaştaki yetişkinlerdir) çocukluğunda istismara maruz kaldıysa, bu o kişinin beyninde genetik bir değişime yol açıyor bu değişim istismara uğramamış insanların beyninde görülmüyor. | Open Subtitles | قد يتناسب مع نوع العالم الذي تعيش فيه. علي سبيل المثال أُجريت دراسة في مونتريال عن ضحايا الانتحار |
Yıllarımı tecavüz kurbanlarıyla konuşarak geçirdim. | Open Subtitles | لقد أمضيتَ سنوات، أعمل مع ضحايا الإغتصاب |
Biliyorum katiller ağlamaz kurbanlarıyla empati kurmaz | Open Subtitles | أعرف أنهم لا يبكون أيضاً. لا يتعاطفون تجاه ضحاياهم. |
Biz de ilk kurbanlarıyla orada tanıştığını düşünüyorduk. | Open Subtitles | نظنّه قابل ضحيّتيه الأولتين هناك. |
Hastaneler onun gibi bomba kurbanlarıyla dolup taşıyorlar. | Open Subtitles | المستشفيات امتلأت بضحايا القنبلة أمثاله |
Uçak kazası kurbanlarıyla ilgili çalışma ne alemde? | Open Subtitles | ما علاقة هذا بالضحايا من الطائرة المتحطمة؟ |
Bay Owen kurbanlarıyla hep yalnız kalmayı beceriyor. | Open Subtitles | مستر أوين دائما يتدبر الأمور لينفرد بضحاياه |