| Bir delili kurcalamak ya da imâl etmek, hapiste 5 yıl demek. | Open Subtitles | العبث أو فبركة الأدلّة العقوبة 5 سنوات حبسا |
| Yapabilsen bile geçmişi kurcalamak çok kötü bir fikir. | Open Subtitles | حتى لو كنتَ تستطيع فعل ذلك، العبث بالماضي فكرة سيئة تماماً |
| Toz toplayıcıları için onu kurcalamak yasaktır. | Open Subtitles | الحُراس محرم عليهم العبث في الغبار السحري. |
| Ama sen kitabında geçmişi kurcalamak şimdiki zamanı bulandırır yazmamış mıydın? | Open Subtitles | لكن في كتابك لم تقل... نبش الماضي يعكر الامور |
| Neyi kurcalamak, Chris? | Open Subtitles | نبش ما يصل كريس؟ |
| Bana bir İncil'i kurcalamak hâlâ garip hissettiriyor. | Open Subtitles | مازال الأمر غريباً العبث بمحتويات الإنجيل. |
| Bu hızdayken düşmanlarından intikam almak için arabaları o kadar kurcalamak gerekmez. | Open Subtitles | ... بتلكَ السرعة لن يتطلب الكثير من العبث حتى تنتقم من أعداءك |
| Paraşütlerini kurcalamak için oraya gidebilirdin. | Open Subtitles | هل يمكن أن يكون مدفوعا هناك العبث مظلات له. |
| Böyle maddeleri kurcalamak için gerçek bir laboratuvar faresi olmak gerekir. | Open Subtitles | عليك أن تكوني "فأرة تجارب: هاوية مختبرات" لتتمكني من العبث بهذه المواد |
| Hazneyi kurcalamak her türlü felakete yol açabilir. | Open Subtitles | العبث بحجرة الاحتواء... قد يسبب مختلف الأنواع من العواقب الكارثية |
| Chuck bilgisayarımı kurcalamak istediğinde... | Open Subtitles | عندما حاول (تشاك) العبث بالحاسوب. |
| - Kalıcı olarak mı? Son derece değişkenlerdir. Yerinden çıkarmaya çalışmak, tetikleyici kurcalamak veya çok sert bir sarsıntı patlamasına sebep olacaktır. | Open Subtitles | - إنها غير مستقرة بشكل كبير - لو حاولنا إزاحتها، العبث بزنادها هزة عنيفة، أي شيء يمكن أن يفجرها لايجب أن نقف هنا حتى يجب أن نهاتف فريق القنابل لا، لن نفعل هذا - إنه قلق أنهم سوف يفجرونه - سيكون جسده فقط، صحيح؟ |
| Geçmişi kurcalamak gibi bir niyetim yok. | Open Subtitles | انا لأ اهتم في نبش الماضي |