Dilini dışarı çıkarır kurtçukları temizlemek için, yani onlara zarar vermemek için. | TED | فوضع فلسانه لكي يزيل تلك الديدان لكي لا يؤذي الديدان |
Gözlerinde oynaşan kurtçukları gördüğünde neredeyse bayılıyordun. | Open Subtitles | حينما رأيتَ تلكَ الديدان السوداء تتدلـّى من عينها ، كدتَ تصاب بإغماء. |
Sonra da kurtçukları enfeksiyon bölgesine bırakacağım. | Open Subtitles | وبعدها سأدع الديدان تؤدي عملها حيال العدوى |
Durmaksızın kağıdı koklamasını izliyorum, niyeti, bir gün daha yaşamasına izin verecek kurtçukları ve böcekleri bulmak. | TED | أراها تشتم الورق بلا كلل، بغرض حفظ المؤن لا يخطر شئ ببالها غير اليرقات و الحشرات التي ستجعلها تحيا ليوم جديد |
kurtçukları test ederken düşünürsün bunu. | Open Subtitles | فكّر بذلك بينما تضع اليرقات في جهاز الطرد المركزي |
Coleoptera phengodidae demiryolu kurtçukları olarak da bilinirler. | Open Subtitles | -فينغوديد مُغمدات الأجنحة" "، المعروفة أيضاً باسم ديدان السكك الحديدية. |
Çimenlerdeki kurtçukları yiyorlar. | Open Subtitles | لا، بل أكلوا الديدان التي في العشب |
Sağlığımı korumak için kurtçukları tüketiyorum. | Open Subtitles | إنني ألتهم الديدان لأحافظ على صحتي |
kurtçukları çıkarmak için maket bıçağıyla yüzünü sıyırdık. | Open Subtitles | قطعنا وجهه بفتاحة صناديق لنخرج الديدان. |
Çimenlerdeki kurtçukları mı yiyorlar? | Open Subtitles | أكلوا الديدان التي في العشب؟ |
Bana kurtçukları çağrıştırıyorlar. | Open Subtitles | دعني أٌفكر حول الديدان. |
Şu kurtçukları besliyorsun,değil mi? | Open Subtitles | -تطعم الديدان ، أليس كذلك؟ |
Birlikte yiyecek aradığımız, bir dereden su içtiğimiz, birbirimizin üstünden kurtçukları ve çiçek tohumlarını topladığımız zamanlar. | Open Subtitles | العصر الذي كنا فيه توجب علينا التواجد فيه ارغمنا غلى البحث عن الطعام معا للحصول على القوت ... نشرب المياه من تيار الجبل نلتقط اليرقات والنتوءات من الاوراق بعضها ببعض |
kurtçukları test et. | Open Subtitles | قم بتشريح اليرقات على طريقة (بينيهانا) |
Dr. Hodgins kurtçukları test etmiş. | Open Subtitles | (دكتور (هودجينز فصل السوائل من اليرقات |