"kurtarırken" - Translation from Turkish to Arabic

    • تنقذ
        
    • ينقذ
        
    • لإنقاذ
        
    • بإنقاذ
        
    • إنقاذك
        
    • ينقذني
        
    • ينقذون
        
    • أنقذكِ
        
    • تنقذان
        
    • يحاول إنقاذ
        
    • عندما أنقذت
        
    • تنقذون
        
    • سبيل إنقاذ
        
    Onu insanları kurtarırken gördüm. Kazanabilir. Evet. Open Subtitles أنت مخطئ , لقد رأيتها وهي تنقذ العديد , يمكنها أن تربح
    Bul onları. Onlara, dünyayı kurtarırken nasıl öldüğünü anlat. Open Subtitles أعثر عليهم، وأخبرهم كيف ماتت وهي تنقذ العالم
    Ya da dünya zaten kendini kurtarırken, onu kurtarman gerektiğini düşünüyorsun. Open Subtitles أو تظن بأنك بحاجة لإنقاذ العالم و هو ينقذ نفسه أصلاً
    Siz su yolundan gidip kızları kurtarırken biz de onların istediklerini yapacağız. Open Subtitles هذا ما سنعطيه لهم بينما تمري أنتِ خلال الطبقة الجوفية وتقومي بإنقاذ الفتيات
    Nick'in seni kurtarırken öldüğünü söylemiştin. Open Subtitles لقد قلت ذلك قلت " نيك " الحقيقي مات يحاول إنقاذك
    Teğmen Cameron, benim hayatımı kurtarırken öldü. Open Subtitles ان الملازم كاميرون مات وهو ينقذني
    Bunların hepsi başkalarının hayatını kurtarırken ölen insanlar. Open Subtitles إنها أناس ماتوا و هم ينقذون أرواح الآخرين
    Sanırım insanları kurtarırken biraz daha dikkatli olmalısın, kahraman. Open Subtitles أعتقد أنه يجب أن تكون أكثر حذراً عندما تنقذ الناس أيها البطل
    Sağ ol. Bak sen etrafta koşuşturup dünyayı yağız uluslararası düşmanlardan kurtarırken gidip bir sığınakta takılmayacağım. Open Subtitles شكراً، إسمع، أنا لا أريد الإختباء في القبو بينما أنت تتسلل بالجوار و تنقذ الكوكب،
    Gemi enkazında bir kız vardı ve hayatımı kurtarırken öldü. Open Subtitles كانت هنالك فتاة في حطام سفينة ماتت وهي تنقذ حياتي، وقد كانت أنتِ
    Benim hayatımı kurtarırken öldü. Open Subtitles أتعنين كما مات الرجل الآلي؟ لقد مات لكي ينقذ حياتي
    İnsanlarımı felaketten kurtarırken oturup onu izledim. Open Subtitles وقفت بجانبه وشاهدته وهو ينقذ قومي من الكارثة
    Doktor hakkında söyledikleri doğru olamaz. Burada başkalarını kurtarırken öldü. Open Subtitles ما يقولونه عنه ليس صحيحاً لقد مات و هو ينقذ حياتنا
    Gözünü kırpmadan alevlerin ortasına atlayıp o çocuğu kurtarırken onu seyrettin mi? Open Subtitles هل كنت تراقبه عنما قام بهذه القفزة لإنقاذ الطفلة ؟
    Mirageman, ulusal kahramanımız altı yaşındaki bir kızı kurtarırken hayatını kaybetti. Open Subtitles الرجل السراب بطلنا الوطني أعطى حياته ثمنا لإنقاذ طفلة في السادسة من العمر
    Onun talihsizliğine, Kütüphaneciyi kurtarırken öldü. Open Subtitles كان مُقدّراً لها أن تموت بإنقاذ "أمين المكتبة".
    O zaman bir itfaiyeci senin hayatını kurtarırken vefat etmişti. Open Subtitles حينها، فقد رجل إطفاء حياته بعد إنقاذك
    Benim hayatımı kurtarırken bacağından yaralanmıştı. Open Subtitles لقد آذى قدمه عندما حاول ... أن ينقذني منذ زمن بعيد ...
    Autobotlar dünyayı kurtarırken ben burada ciltleme yapıyorum. Open Subtitles الأوتوبوتس ينقذون العالم و أنا أقوم بهذا العمل
    Öngörümde kendimi seni kurtarırken görmüştüm. Open Subtitles في لمحتي المستقبلية... . رأيتُ نفسي أنقذكِ
    - Maggie'yle Sasha burayı kurtarırken oturduğun yerde kalarak büyük cesaret örneği gösterdin cidden. Open Subtitles كنت عظيم الجسارة بمكوثك هنا بينما (ماغي) و(ساشا) تنقذان هذه المستعمرة.
    Bölge savcısı bugünkü davanın tanığı olarak bir seneden kısa bir süre önce iki Schenectady vatandaşını motosikletli hırsızın elinden kurtarırken vurulan kahraman polis Avery Cross'u duyurdu. Open Subtitles و النائب العام أعلن اليوم بأن هنالك* *شاهداً في هذه القضية الشرطي البطل (أفري كروس)، الذي قبل أقل* *من عام أصيب أثناء تأديت واجبه بينما كان يحاول إنقاذ رهينتين* *من قبل لص صاحب الدراجة النارية
    Siz polisin hayatını kurtarırken buradaydım. Open Subtitles كنتُ هنا البارحة عندما أنقذت حياة تلك الشرطيّة.
    Siz çocuklar dünyayı kurtarırken onunkini yıktınız. Open Subtitles و بينما كنتم بالخارج تنقذون العالم إنها نوعاً ما دمرت عالمه
    Kızını kurtarırken, kendini öldüreceksin. Open Subtitles ستسبب في مقتلك في سبيل إنقاذ أبنتك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more