"kurtarman için" - Translation from Turkish to Arabic

• لإنقاذ
• لتنقذ
• لإسترداد
• لتنقذهم
• لتنقذي

Hayatlarını kurtarman için son şansın olabilir.
وربما تكون فرصتك الأخيرة لإنقاذ أرواحهم.

Billie'yi kurtarman için 5 saniyen daha varmış yani
كان لا زال لديك 5 ثواني إضافية لإنقاذ ويلي

Bu senin sefil hayatını kurtarman için son şansın.
تلك هي فرصتك الأخيرة لإنقاذ حياتك البائسة

Sana tapınak dünyayı kurtarman için ne kadar ödüyor?
فقط قل لي كم يدفع لك هذا المعبد لتنقذ العالم ؟

Hayatını kurtarman için sana bir şans vereceğim ufaklık.
سوف اعطيك فرصة أيها الفتى الصغير لتنقذ حياتك

Hayatını kurtarman için sana bir alet vereceğim, ruhunu çürüten ahlaksızlığını ortaya çıkarmak için.
لإسترداد حياتك. لتُبعد الرذائل التي أفسدت روحك.

Çünkü kurtarman için bekleyen bir sürü insan var.
لأن هناك الكثير من الناس لك لتنقذهم

Umurumda değil, çünkü SPK ile temize çıkıp kendini kurtarman için küçük bir şansın var.
لا أكترث إن صدقتِ أم لا لكن هناك فرصة لتعترفي لهيئة المالية والتداول لتنقذي نفسكِ

Kendini kurtarman için çok geç ama belki başkalarını kurtarabilirsin.
الوقت متأخر جداً على إنقاذ نفسكِ ولكن ربما هنالك وقت لإنقاذ الآخرين

Bazen milyonları kurtarman için birini feda etmen gerekebilir.
أحياناً يتطلب قتل شخص لإنقاذ ملايين الأرواح.

Buraya sana son bir şans vermeye geldim, kardeşinin hayatını kurtarman için.
جئت هنا لأعطيك فرصة أخيرة لإنقاذ حياة شقيقك

Sana insanlarını ve kendini kurtarman için bir şans verdim, bana böyle mi karşılık verecektin?
أعطيتك فرصة لإنقاذ نفسك وجماعتك وهكذا تجازيني؟

- Baskı yok ama hayatını kurtarman için sana güveniyoruz.
دون ضعوط، ولكنّا نعتمد عليك لإنقاذ حياته

Babanın hayatını kurtarman için sana üç atış vereceğim.
أنا سأعطيك ثلاث طلقات لإنقاذ حياة أبيك

Seçilmiş kişini kurtarman için bir şans.
فرصة لإنقاذ الشخص المختار خاصتك

Baban sana bu şehri kurtarman için ilham verdi.
ألهمك والدك لإنقاذ هذه المدينة.

Özellikle de karımı kurtarman için yardım istedikten sonra.
{\pos(190,200)}لا سيّما بعد أنْ طلبت منكِ إيجاد طريقة لإنقاذ زوجتي

Açık olan birşey var ki, O kadar yolu kendini bataktan kurtarman için gelmişsin.
لكن واضح أنك قدمت كل هذه المسافة إلى هنا لتنقذ نفسك من الغرق

Senin Mısır'ı kurtarman için her gün dua ediyordu ama sen gelmedin.
واستنجدت بك في كل يوم لتنقذ مصر ولكنك لم تأتِ

Bir kereliğine, oğlumu kurtarman için kendini öne atmanı istiyorum.
أنا أسألك أن تضع نفسك في خطر لمرة واحدة... لتنقذ إبني.

Sana nasıl casusluk yaptıklarını düşünecek olursam hanımda barındırıp ekmeğimi yedirmektense onları şuracıkta öldürürdüm ama sana onları kurtarman için de bir şans veriyorum.
عندما افكر فى كيف تجرئوا على التصرف كـ جواسيس لك بينما يقيمون فى نزلي و يأكلون من خيرى تجعلنى ارغب فى قتلهم فى الحال لكنى ساعطيك فرصه اخرى لتنقذهم

Çünkü SPK ile temize çıkıp kendini kurtarman için küçük bir şansın var.
هناك فرصة لتعترفي لهيئة المالية والتداول لتنقذي نفسكِ