Bu adamın, bundan tekrar kurtulmasına izin vermem. | Open Subtitles | لن أدع هذا الرجل ينجو بفعلته مجددا |
Clark Lex belki inatçı biri ama oradan kurtulmasına imkan yok. | Open Subtitles | حسناً، قد يكون (ليكس) عنيداً يا (كلارك)، لكن من المستحيل أن ينجو من ذلك. |
Kimsenin kurtulmasına imkân yok efendim. | Open Subtitles | سيدي، محال أن ينجو أحد |
Peki onun bundan kurtulmasına izin vermeyeğimle ilgili verdiğim söze ne oldu? | Open Subtitles | ماذا عن وعدي لها بأنني لن أدعه يفلت بفعلته ؟ |
Bak, Naomi onun bundan böyle kurtulmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | اسمعي نايومي, لايمكنك أن تدعيه يفلت بفعلته |
Lütfen, onun, bu suçtan kurtulmasına izin vermeyin. | Open Subtitles | أرجــوك , فقط لا تــدعهُ يفلت بفعـلته |
Kimsenin kurtulmasına imkân yok efendim. | Open Subtitles | سيدي، محال أن ينجو أحد |
Oğlunla ikinizin bundan öylece kurtulmasına izin vermeyeceğim! | Open Subtitles | لن أدعه ينجو بفعلته ! |
kurtulmasına neden izin verdin? | Open Subtitles | بالنسبة لـ "كاريف" ، لماذا جعلتَه يفلت بفعلته ؟ |
Ağdan kurtulmasına izin verme. | Open Subtitles | لا تدعه يفلت من الشبكة |
Ama bu kadarıyla kurtulmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | و لكني لن أدعه يفلت بفعلته |
- Bundan kurtulmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | -لا يمكننا أن نتركه يفلت بفعلته |
Lütfen,çabuk kurtulmasına izin verme. | Open Subtitles | لا تدعه يفلت بهذه السهولة |
Petrovich'in bir kez daha elimizden kurtulmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أسمح لـ (بيتروفش) أن يفلت من قبضتنا مرة أخرى |
Hayır, Zoom'un bundan böyle kurtulmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا ترك (زووم) يفلت بهذا |