Ama artık "Megatronik" diyoruz. "kurumsal Başarıya Getiren 48 İpucu" | Open Subtitles | الآن هي ميجاترونيكس وهي 48 نصيحة لتحقيق النجاح في الشركات |
Geçen yıl A.B.D. 'de sadece kurumsal dolandırıcılıkta 997 milyar dolar gördük. | TED | شهد العام المنصرم مبلغ 997 بليون دولار في نصب واحتيال الشركات في الولايات المتحدة لوحدها. |
kurumsal performansları ölçtüğümüzde o kurumun yaptığı işin doğa üzerindeki etkilerini ve topluma yansıyan maliyeti dahil etmiyoruz. | TED | عندما نقيس اداء الشركات, لا نضمّن اثارنا على الطبيعة وماالذي يكلفه العمل التجاري على المجتمع. |
FlorrickQuinn gibi bir firmada, ...en çok gurur duyduğumuz şey kurumsal işimizdir. | Open Subtitles | في شركة مثل فلوريك وكوين أكبر مصدر فخر لدينا هو عملنا للشركات |
Bu model de gösteriyor ki yeni gücün mücadelesi aslında kurumsal gücün, kurumsal hale gelmeden nasıl kullanılacağıdır. | TED | وفي الواقع ذلك النموذج يعني أن التحدي للقوة الحديثة هو: كيف تستخدم القوة المؤسسية دون أن تكون مؤسسي؟ |
Kurumlardaki ve bir çok kurumsal markadaki güvenin nasıl hızla azaldığı ve azalmaya devam ettiği çok konuşulan bir konu. | TED | وتم الحديث بشكل واسع حول كيف أن الثقة في المؤسسات والعلامات التجارية المتعددة قد تراجعت ولا تزالُ كذلك بشكلٍ مستمر. |
Sürdürülebilirlik derken anlatmak istediğim, çevresel ve sosyal sorunlar ve kurumsal yönetim gibi cazip konular. | TED | والمقصود بالتنمية المستدامة الأمور المثيرة والمهمة جدا، مثل المشاكل البيئية والاجتماعية وحكامة الشركات. |
Bu kurumsal mevcut fotoğraflar başka bir gerçeği de gizliyor. | TED | تخفي مجموعة صور الشركات حقيقة آخرى، طبقة أخرى. |
kurumsal casusluk kolay bir oyun değil— ancak bazen sosis işte böyle yapılır. | TED | التجسس على الشركات ليست بلعبة سهلة ولكن أحياناً، هذه هي الطريقة التي تُصنع بها النقانق. |
Hem kurumsal uygulamaları hem de devlet politikalarını elden geçirmeliyiz. | TED | يجب العمل على تعديل ممارسات الشركات وسياسات الحكومات. |
Ayrıca taşın altına elini sokmak isteyen hayırseverler ve kurumsal liderlerle de iş birliği yapacak. | TED | كما عملت مع المحسنين الأفارقة وقائد الشركات للمشاركة في هذه الجهود. |
Oraya gitti. kurumsal bir şirketten iş teklifi aldı bu yaz. O yüzden orada şimdi. | Open Subtitles | حصلت على عرض عمل الشركات باردة هذا الصيف، حتى انها هناك. |
Bu iki şirketi birleştirmekteki asıl amacım kurumsal felsefeleri birleştirmek konusundaki altın fırsattı. | Open Subtitles | دافعي الحقيقي لدمج هاتين الشركتين، هي الفرصة الذهبيّة لبلورة فلسفات دمج الشركات |
Ancak artan servet ve kârlarla birlikte kurumsal sosyal sorumluluğun daha da artması gerektiğinin fark edilmesi için ricacıyım. | TED | ولكني اريد الإقرار أن الثروة والأرباح المتزايدة للشركات تستوجب مسؤولية اجتماعية كبيرة. |
Öncelikle kurumsal bağışıklık sisteminin çöküşüyle neler olduğuna bakalım. | TED | دعونا أولا نلقي نظرة على ما يحدث عندما ينهار النظام المناعي للشركات. |
Fikir, kurumsal varlıkların kendi kimliklerini sürdürebilecekleri, tek bir yapıya dâhil edilmeyecekleri karmaşık bir sistem kurmaktı. | TED | كانت الفكرة في ابتكار نظام معقد حيث تتمكن فيه الكيانات المؤسسية من الحفاظ على هويتها، ولا تكون مُدرجة في طابق واحد. |
Sadece evlerde değil, aynı zamanda kurumsal alanlarda da kullanılabiliyor. | TED | إذ أنها ليست معدة للاستخدام المنزلي فقط، وإنما في البيئات المؤسسية أيضاً. |
Liderliğin değişken ve yetersiz olmasının uluslararası diplomasiye etkisi daha ziyade olumsuzdur ve kurumsal hatalar neredeyse aynı ölçüde etkilidir. | TED | ان التغيرات والقصور في القيادة خاصة في الدبلوماسية الدولية وفشل المؤسسات في التحسّب لهذا بمعايير متساوية تقريبا |
Bildiğiniz gibi, Yakamoto tüm şahsi ve kurumsal mal varlığının yönetimini bizim sorumluluğumuza vermeyi kabul etti. | Open Subtitles | أنا متأكد أنكم تعرفون الآن أن ياكوموتو وافق على إعطاءنا الثقة في إدارة كل ممتلكاته و أصوله الشخصية و المؤسساتية |
Üç şey öne çıkıyor: Liderlik, diplomasi ve kurumsal yapı. | TED | وهي ثلاثة امور القيادة الحكيمة .. الدبلوماسية والتنظيم المؤسساتي |
Burada benim en çok hoşuma giden de bu sosyal sorumluluk ekibi büyük bir kurumsal stratejinin parçası olarak kurulmadı. | TED | و أنا أجد الأمر آسراً أن فريق المسئولية الإجتماعية لم يتم تشكيله كجزء من إستراتيجية مؤسسية ضخمة. |
Bu kurumsal düşüncenin Hindistanda işe yaramayacağını, ancak Bireysel düşüncenin yarayacağını biliyordu. | TED | كان يعلم أن التفكير المؤسسي لا يعمل في الهند، بل التفكير الفردي |
Her üç ayda bir kurumsal yatırımcılarımızla konferans görüşmesi yapar. | Open Subtitles | هو يدير جميع الإتصالات للشركة لمستثمرينا المؤسسين |
kurumsal model, sürekli sola doğru itekler, insanları, "çalışan" olarak görür. | TED | نموذج المؤسسة دائماً يدفع الى إتجاه اليسار، ويعامل أؤلئك الناس كموظفين. |
kurumsal sigorta, teminat mektubu, gereken her şey. | Open Subtitles | التأمين المتعلق بالشركات خطابات الضمان ، كل شئ |