Dışarıda, içine kusmam gereken bir kova var. | Open Subtitles | فهناك برميلٌ في الخارج عليّ أن أتقيأ فيه. |
Kazanı boşalt. Sanırım kazana kusmam lazım. | Open Subtitles | فلتفرغي الوعاء أظن أن عليَ أن أتقيأ |
Konuşamam. kusmam lazım | Open Subtitles | لا يمكنني التحدث ,علي أن أتقيأ |
Çocuklar, bunu yapmaktan nefret ediyorum, ama hemen gidip kusmam lazım. | Open Subtitles | انصتوا يا رفاق اكره ان افعل هذا ولكن علي ان اذهب لأتقيأ بسرعة |
İzninle, gidip kusmam gerekiyor. | Open Subtitles | معذرةً ، عليّ الـذّهاب لأتقيأ. |
Garson, kusmam için poşet. | Open Subtitles | أيها النادل, كيس التقيأ |
kusmam falan hani. | Open Subtitles | تعرف التقيأ وما الى ذلك |
İçki yüzünden kusmam ben. | Open Subtitles | أن لا أتقيأ بسبب الشرب |
kusmam gerek ve bunu Ekonomi Fakültesi'nin önüne yapmak istiyorum. | Open Subtitles | قف أريد أن أتقيأ |
ve ben asla kusmam, yani.... | Open Subtitles | و أنا لا أتقيأ أبداً، لذا... . |
Umarım bir daha kusmam. | Open Subtitles | -فقط أتمنى أن لا أتقيأ |
Yüzüne her baktığımda benim de kusmam gerek o zaman. | Open Subtitles | حسناً ، أحتاج لكيس التقيأ |