"kutbundaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • القطب
        
    • ملاذه
        
    Ve sonunda İsa'nın kuzey kutbundaki evinde nasıl hissettiğini biliyorum. Open Subtitles وأخيراً أشعر كيف يشعر عيسى في منزله في القطب الشمالي.
    Orada daimi bir Amerikan üssü var; Güney kutbundaki Amundsen-Scott Kutup İstasyonu. TED كانت هنالك قاعدة امريكية ثابتة محطة امندسن-سكوت القطبية الجنوبية في القطب الجنوبي.
    Demek istediğim, Kuzey kutbundaki su bükücülere ay tutulması esnasında ne olduğunu bir düşünün. Open Subtitles أعني ، فكروا بما فعله الخسوف القمري في القطب الشمالي لمُخضعي الماء
    Güney kutbundaki koronal deliğe giriliyor. Open Subtitles دخول الفتحة التاجية في ذروة القطب الجنوبي
    Tayt giymiş ortak dostumuz Kuzey kutbundaki mekanını bununla oluşturdu. Open Subtitles هكذا صنع صديقنا المشترك ملاذه في المحيط المتجمد الشمالي
    Bu kuşlar kuzey kutbundaki üreme alanlarına gidiyorlar ve yakıt ikmali için aşağıya indiler. Open Subtitles هذه الطيور المهاجرة متجهة إلى أماكن تكاثرها في القطب الشمالي وحطت هنا من أجل التزود بالطاقة
    Babamın, kuzey kutbundaki savaşın kaybedilmesinden amcamızı sorumlu tuttuğunu biliyor musun? Open Subtitles أتعرف ان أبي يلوم عمي على هزيمة القطب الشمالي
    Demek istediğim, Kuzey kutbundaki su bükücülere ay tutulması esnasında ne olduğunu bir düşünün. Open Subtitles هذا منطقي أعني ، فكروا بما فعله الخسوف القمري في القطب الشمالي لمُخضعي الماء
    Her yıl havanın ısınmasıyla kuzey kutbundaki buz azalır. Open Subtitles كلعام،بدفأالمناخ، فإن القطب الشمالي يحتفظ بجليد أقل.
    Ve belki de tıpkı Kuzey kutbundaki gibi bu buz kütlesi suyun üstünde yüzüyordur. Open Subtitles ..و ربما مثلما الأمر في القطب الشمالي ..أن هذا الجليد يطفو على مياه
    Şey, Kuzey kutbundaki trafiğin durumuna bağlı. Open Subtitles حسنا، يعتمد ذلك على المرور في القطب الشمالي
    Yüksek kuzey kutbundaki deniz buzları üzerinde tek seferde haftalarca kayak yaparak vakit geçirdim. TED -لقد قضيت وقتا في التزحلق على الجليد عبر جليد البحر في وقت ما في مرتفعات القطب الشمالى-
    Kuzey kutbundaki iki ayı yavrusu, artık annelerine bağımlı değil. Open Subtitles في القطب الشمالي ، فإن الدبان القطبيان الصغيران أصبحا الآن مستقلان عن أمهما...
    Ayrıca daha önce yaptığımız şu inanılmaz keşiften -- hayatta bir kez yapılabilecek bir keşiften bahsetmiştim. Güney kutbundaki kırıklardan inanılmaz yüksekliklere fışkıran minik su buzu kristalleri, su buharı ve karbon dioksit ve metan gibi basit organik bileşiklerden oluşan fıskiyelerin keşfinden bahsetmiştim. TED كما أعلنت أننا اكتشفنا هذا الأمرالمذهل هذا الاكتشاف النادر لأعمدة متدفقة تتفجر من تلك التشققات في القطب الجنوبي تتكون من بلورات ثلجية صغيرة يرافقها بخار ماء ومركبات عضوية بسيطة مثل ثاني أكسيد الكربون والميثان
    Onları Noel Baba'ın kuzey kutbundaki atölyesine göndereceğim. Open Subtitles سأرسلها إلى ورشة (سانتا) في القطب الشمالي
    Kuzey kutbundaki tilkiler de onlar adına avlanmaları için kutup ayılarına güvenirler. Open Subtitles تعتمد (ثعالب القطب الشمالي) أيضاً (على أن يقوم (الدب القطبي بالصيد نيابة عنها
    Kuzey kutbundaki bir başka fok, daha kuzeydeki dayanıklı buzları seçer. Open Subtitles (تؤثر الدببة أيضا على (عجول القطب الشمالي التي تعيش على الجليد الصلب شمالا
    Kuzey kutbundaki Ateş Ulusu donanmasını tek başına yenmenle ilgili hikayeleri heyecan içinde dinledik. Open Subtitles محوك لأسطول بحري لأمة النار في القطب الشمالي بمفردك !
    Üstelik bu kuzey kutbundaki şahsi doktorumu da kapsıyor. Open Subtitles طبيبي الخاص في القطب الشمالي
    Tayt giymiş ortak dostumuz Kuzey kutbundaki mekanını bununla oluşturdu. Open Subtitles هكذا أعد صديقنا ذا سوبرمان ملاذه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more