Başka insanların da kutladığı diğer bayram günleri gibi değildir. | Open Subtitles | إنه ليس مثل الأعياد الأخرى حيث يحتفل كل الناس |
İnsan kayıplarını zaferlerini kutladığı gibi adabıyla kabul etmeli. | Open Subtitles | المرء عليه أن يسلم بخسارته بلياقة تماما كما يحتفل بانتصاراته |
O ve babamın hala kutladığı Okul Ekme Günü. | Open Subtitles | حسناً,وعيد أول رشفه، والد لازال يحتفل به 14 00: 00: 41,389 |
Karanlık, Aydınlık'ın Noel kutladığı yere giremiyor. Gece yarısından sonra yani. | Open Subtitles | المظلمون لا يمكنهم دخول منزل يحتفل فيه المنيرون بأعياد الميلاد ليس بعد منتصف الليل |
Bu gece saygın Aleksey Mitronov'un doğum gününü kutladığı Club Taza'dayız. | Open Subtitles | "نحن الليله فى نادى "تازا حيث يحتفل (اولجارش اليسكى ميتروف) بعيد ميلاده |