kutladığımız günün önemi adına onlara teşekkür etmeme müsaade edin. | Open Subtitles | اعطاء يوما ونحن نحتفل اسمح لي أن أشكرهم على خدمتهم. |
Bugün kutladığımız araştırma başarısı her bir biliminsanının ve tıbbi öncülerin merakı, katkısı ve kararlılığıyla mümkün oldu. | TED | البحث الناجح الذي نحتفل به اليوم أصبح ممكنا بفضل حب المعرفة، المساهمة و الإلتزام من قبل علماء مستقلين و رواد الطب. |
Bu sanki bir gelecek bahçesi, tüm modern teknolojileri kutladığımız. | TED | إنه مثل حديقة المستقبل النباتية، حيث نحتفل بكل هذه التقنيات الحديثة. |
İki günde temyize gitmeden bir dava kazandı ve şu anda kazanışımızı kutladığımız müşteriyi iknâ etmemize... yardımcı oldu. | Open Subtitles | التى ربحت قضييتها من قبل في محكمة الاستئناف ..وساعدنا بتمويل من عميل لذلك نحتفل لحصولنا على هذا التمويل الى ألي |
En son beraber kutladığımız bayramda, beni öpmeye çalışmıştı. | Open Subtitles | آخر مرة احتفلنا عطلة معا، انه حاول تقبيلي. |
Bizim kutladığımız şey, süpürgesiyle uçan karga burunlu cadı. | Open Subtitles | إننا نحتفل بالساحرات الشريرات المعقوفات الأنف و اللاتي يطِرنَ بالمكنسة |
kutladığımız için yemek yiyoruz. | Open Subtitles | لهذا سنتناول الغداء سوف نحتفل لهذا السبب |
Bugün kutladığımız şey geleceğimizdeki umuttur. | Open Subtitles | لكن إنه أملنا من أجل المستقبل بأن نحتفل اليوم. |
Bu yüzden James, her yıl yaşamı ve mutluluğu kutladığımız bir olumluluk partisi verir. | Open Subtitles | لذلك كل سنة, جايمس يقيم حفلة ايجابية حيث نحتفل بالحياة و السعادة |
Soruna cevap vermek gerekirse işte kutladığımız buydu. | Open Subtitles | كي اجب على سؤالك السابق هذا ما كنا نحتفل به |
Ve iki ruhun... birleşmesini kutladığımız bu mutlu günde... | Open Subtitles | وفي هذا اليوم البهيج وكما نحنُ نحتفل بمناسبة إجتماع روحان في واحدة... |
Efendimiz İsa'nın doğum gününü kutladığımız bugün Dublin'in en saygıdeğer işadamlarından biri olan Bay Lannigan bir projektör ve bir film getirdi. | Open Subtitles | اليوم ونحن نحتفل بميلاد المسيح عيسى سيد لنيغان، رجال الأعمال المحترمين من دبلن أحضروا لنا اليوم بروجكتور وفيلم! |
Ama Mercury'de, İtalyanların lastiği icat ettiği... gün gibi tuhaf şeyleri kutladığımız da olur. | Open Subtitles | و رغم هذا نحتفل بأشياء غريبة في (عطارد) مثل اليوم الذي اكتشف فيه الإيطاليون المطاط |
Daniel Meade'nin çıkarttığı ilk Mode sayısını kutladığımız bu partide her şey modaya uygun ve Fendi imzalı. | Open Subtitles | لا شيء إلا الموضة والأزياء هنا في حفل (دانيال ميد) بينما نحتفل بعدده الأول لـ(مود) |
kutladığımız, annenin... | Open Subtitles | نحتفل بحبّ الأمّ، |
Değerli misafirlerimiz, sizleri Georges Méliès'in hayatını ve eserlerini kutladığımız bu galada ağırlamaktan ötürü çok müteşekkirim. | Open Subtitles | السادة المحترمون، يشرفني... أن أرحب بكم في هذا الحفل حيث نحتفل بحياة وأعمال جورج مالييس! |
kutladığımız bu. | Open Subtitles | هذا ما نحتفل به |
- kutladığımız nedir? | Open Subtitles | - لماذا نحتفل إذاً ؟ |
Marshall'ın baro sınavını geçişini kutladığımız gün gibi mesela. | Open Subtitles | مثل عندما احتفلنا بتخطي (مارشل) لإختبار الحانة |